Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ünlü yazar Paul Auster hayatını kaybetti:((
New York Üçlemesi, Sunset Park, Brooklyn Çılgınlıkları, Son Şeyler Ülkesinde gibi birbirinden başarılı esere imza atan yazar Paul Auster, 77 yaşında hayatını kaybetti. Yazar arkadaşı Jacki Lyden, yazarın salı günü akciğer kanserinden kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle öldüğünü doğruladı. Hikâyelerinde sıklıkla rastlantı, şans ve kader
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çizgi romanlar da sevilmeyi hak ediyor...
Bir gün bu platformda bir çizgi roman incelemesi paylaşacağım hiç aklıma gelmezdi ama işte bugün hayatında ilk kez çizgi roman okumuş ve çok sevmiş bir okur olarak bu cümleleri yazıyorum. Her şey çizgi romanlarla ilgili bir koleksiyoner videosu izlememle başladı diyebiliriz. Batman ise ilgimi çeken ilk karakterlerden biri oldu. Öncelikle karakterlerin DC ve Marvel olarak ikiye ayrıldığını öğrendim tabi. Bu konuda ne kadar bilgili olduğumu görebilirsiniz (!). Batman tercih ettiğim için ise pişman değilim. Neden tercih ettiğimi de bilmiyorum açıkçası belki siyahı çok sevdiğim için ilgimi çekmiştir. Bu çizgi romana gelecek olursak benim için oldukça iyi bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Elime aldım ve bir daha bırakmadan çabucak okudum bitti. Ben uzun sürer birkaç gün elimde sürünür diye beklerken bir çırpıda okudum. Görselleri oldukça ilgi çekiciydi ve olay örgüsü de son derece merak uyandırıcı. Şu an çizgi romanlar hakkında söyleyebileceğim pek bir şey yok ama çizgi roman okumaya devam etme konusunda oldukça kararlıyım. Belki ilerleyen zamanlarda daha fazla şey söyleyecek duruma gelebilirim. Benim gibi olanları da önyargılarını kırarak çizgi roman dünyasına davet ediyorum. Hayat Emma Bovary'nin haklı olduğu noktaları düşünürken bir yandan da Dorian Gray'e kızmakla geçmez bence.
Batman
BatmanEnrico Marini · JBC Yayıncılık · 202249 okunma
Reklam
İLAHİ DİNELRDE ORUÇ;
YAHUDİLİKTE; orucu ifade eden “Taanit” kelimesi “yas, nefse eza etmek, pişmanlık ve imana dönüş”manasına gelmektedir. En önemli oruçları; Yom Kippur’dur. Oruç, güneşin batması ile başlar, ertesi akşam gökyüzünde yıldızların görünmesiyle son bulur.(25 saat) Oruca başlama yaşı erkelerde 13, kızlarda 12’dir. Yom Kippur orucunun, Hz. Musa’nın Tûr
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Her zamanki gibi müthiş...
Bu sefer spoiler da içeren bir yorumla buradayım. Kendilerini " Masumiyet Savaşçıları " olarak nitelendiren bir grubun, suç işlemiş ama ceza almamış kişileri öldürmelerini konu alıyor. Yaz sıcakları New York'u kasıp kavururken bir uyuşturucu satıcısı evinde yoğun baş ağrısı sonucu saldırganlaşır ve komşusunu öldürür. Trueheart
Masum Ölüm
Masum ÖlümNora Roberts (J.D. Robb) · Epsilon Yayınları · 2013132 okunma
Bu da geçer..
Ne çok şey öğretir hayat bize ; En çok da direnmeyi, bazen alışmayı, bazen de umursamamayı, bazen bağıra bağıra susmayı, kendine yaslanmayı, kimseye güvenmemeyi, dik durmayı. Kalabalığın güzelliğini, yalnızlığın gücünü..ama en çok herkese hiç kimse olarak bakabilmeyi..ve en son olarak da "bu da geçer yahu" diyebilmeyi.
''Geceleri serzenişlerini duyuyorum, yapma! Şimdiye kadar direndin, her türlü hesap için çarpıştın; aileni, sevdiklerini, dostlarını kaybettin. Hâlâ kendindesin, dinç ve dirisin; psikolojik olarak üsttesin. Ağlamak iyidir ama kendini hırpalama, yapma!.. biliyorum dostum, insanıyla büyüdüğün bu topraklar, yüzüne karşı adilikler haykırıyor ikiyüzlüleriyle birlikte. Sanki, buranın değil de başka bir yerinsin; yine de senden lehlerine her türlü hareket için eyleme geçmeni bekliyorlar... gecelerin karanlığıyla sakladıkları iğreti hayatlarını artık kendileri bile kabullenemiyorlar... haykırıyorsun gecelerde, o sesi, o dili, o lisanı bir ben anlıyorum bu zindanda... ''vatanım dediklerim, sevdiklerime düşman; ben, sevdiklerimle mi savaşacağım! ey, bu ayrılık rüzgârları nerededir, niçin bizim hatırımıza erkenden düşmedi, hayat üzerime neden bu kadar geliyorsun'' Şimdiye kadar direndin, son anda yenilmeni istemem kardeşim, dostum, ahbabım; etme, yapma!'' D.p zor zamanlar
Reklam
Günümüzde yasayı yapan oligarşi, o yasayı uygulatmak için bir baş işareti ile polisi, orduyu, donanmayı ve son olarak da sizden benden ve hepimizden oluşan milis kuvvetini seferber edebilir.
Sayfa 148
John Steinbeck’in Oğluna Yazdığı Mektuptan Aşk Hakkında Düşünceleri
Öncelikle -eğer aşıksan- bu güzel bir şey, hatta bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Kimsenin bunu küçümsemesine ya da hafife almasına izin verme. Aşkın da çeşitleri vardır. Kimisi bencil, doyumsuz, egoist bir aşıktır, aşkı yalnızca kendini yüceltmek için kullanır. Bu çeşit, çirkin ve sakat bir aşk çeşididir. Diğerinde ise, içindeki tüm güzellik dışına taşar -şefkat, nezaket, saygı- O kişinin kendine has ve değerli olduğunu kabul edersin. İlk aşk çeşidi seni hasta eder ve kendini küçük ve değersiz hissetmene sebep olur. Ancak ikincisi içindeki gücü ortaya çıkarır ve seni cesur kılar, şu ana dek sahip olduğunu bile düşünmediğin bir bilgelik sunar sana. Bunun çocuksu bir aşk olmadığını söylüyorsun. Eğer bu kadar derin hisler besliyorsan, elbette çocuksu bir aşk değildir bu. Ancak tabii bana ne hissettiğini danışacağını sanmıyorum. Sen herkesten daha iyi bilirsin. Ben sana ancak şu konuda yardımcı olabilirim: Ne yapman gerektiği. Aşk için çok memnun ve minnettar olmalısın. Eğer birini seviyorsan -hayır demende de hiçbir sakınca yok tabii ki- şunu hatırlamalısın ki bazı insanlar çok utangaç olabilirler. Kızlar, erkeklerin ne hissetiğini kolayca anlayabilirler, ancak bunu duymak da isterler. Bazen de hislerine karşılık alamayabilirsin, ancak bu, o hisleri daha az değerli ve güzel yapmaz. Son olarak, neler hissettiğini biliyorum çünkü zamanında aynılarını ben de yaşadım ve senin de bu duyguyu tatmandan ötürü çok mutluyum. Kaybetmekten korkma. Eğer doğruysa, gerçekleşir. Önemli olan şey acele etmemektir. Güzel olan hiçbir şey elden gitmez.
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Bir asır önceki Suriye ve Filistin'e bakmak
Yusuf Akçura, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşamış tarih profesörü, siyasetçi, fikir adamı aynı zamanda da büyük bir Türkçü’dür. Akçura, Türklerin ulusal eğitimini ve ekonomik düzeyini yükseltmek için açılan Türk Ocakları’nın, Türk Derneği’nin kurucuları arasındadır. Türk Yurdu dergisini çıkarmıştır. Ünlü Üç Tarz-ı Siyaset isimli makalenin
Suriye ve Filistin Mektupları
Suriye ve Filistin MektuplarıYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 2016110 okunma
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, bende sana cevab vermiş olsaydım . Yada son buluşmamız da büyük bir fırtına kopmuş olsaydı, aramızda bir çok söz yarım kalsaydı ,bir çok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak , anlatmak bir birini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı . Sana durb dururken yazmak zorunda kalmasaydım ...
Reklam
Bütün Türkler her şeyden çok ekmeğe bayılırlar, özellikle de taptaze fırından yeni çıkan ekmeğe. Sultan ne bıçak, ne de çatal kullanır. Tek kullandığı tahta bir kaşıktır. Önünde her zaman iki tane kaşık bulunur, bir tanesi sebze çorbasını içmek için, diğeri de susuzluğunu gidermek için içtiği çeşitli meyvelerden yapılan, limon suyuyla ve şekerle karıştırılan şerbetlerini içmesi için. Yemeklerini birer birer tadar, tattığı yemekler sofradan kaldırılır. Eti o kadar yumuşak, o kadar incelikle pişirilmiştir ki, daha önce de dediğim gibi yemek için bıçağa ihtiyacı yoktur, parmaklarıyla kolayca eti kemiklerinden ayırabilir. Sofrada tuz kullanmaz, iştah açıcı filan da yemez. Ama eti bitirip de doyunca midesine son olarak baklava ya da ona benzer bir şey gönderir. İşte, akşam yemeği böyle bitince ellerini dünyanın en güzel mücevherleriyle süslü bir altın bir leğende yıkar. (Seyyah Ottoviano anlatıyor.)
“İnsanı tanımlama biçimimiz, son dönemlerde teknolojide yaşadığımız türden, ciddi bir değişim geçiriyor. Geleneksel olarak ‘Nerelisin?’, ‘Kimlerdensin?’ gibi sorularla kişiyi ait olduğu gruplar üzerinden tanımlama şeklimizden bireysel düşünce ve değerleriyle tanımlamaya geçiş içindeyiz.”
Sayfa 41 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Bukre aldatılmıştı ve bu yıkılmasının yaralarını sarabilecek tek kişinin yani Selim 'in yanında aldı soluğu.Öyle güzel bir arkadaşlıkları vardı ki ,konuşmalarına gerek yoktu anlaşmaları için.Ve her defasında Selim biliyordu Bukre'yi nasıl rahatlatabileceğini.Selim ,Bukre'ye yavru kuşum derken,Bukre ise ona kuzu diye seslenirdi.Selim
Bukre
BukreKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 201321,1bin okunma
Sivas Kongresindeki Manda Tartışmaları Üzerine Mustafa Kemal
"Bir milletin istiklal hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla kanını akıtmasından daha tabii ne tasavvur edilebilir ? Şerefsiz, istiklalsiz, esir bir millet çocukları olarak yaşamak yerine, efendice ve kahramanca ölmek elbette ki şayanı tercihtir. Bunu anlayamamak ne garip mantıktır?"
Birey-Hayat-Yaşamak
Çocuk; Babasının ciğerleriyle hedef alır. Annesinin midesiyle doyar. Kardeşlerinin gözleriyle görür. Arkadaşlarının davranışıyla şekillenir. Ve kendi adımlarını atma zamanı geldiğinde o zaman farkındalığına ulaşarak birey olmak kimliği kazanır. Yukarıda saydığımız eylemler bireyin tüm yaşamsal düzleminin sonuna kadar devam eder. Son nefesine geldiğinde, birey farkındalığını kazanmış ve sorumluluk bilinciyle hareket etmişse sorunsuz bir biçimde ölümü kucaklar. Ancak bu eylemlerin herhangi birinde falso vermişse o zaman tam ve olgunlaşmamış bir meyve gibi çürür. Ve bu çürümeyle hem kendine hem de mensup olduğu coğrafyaya zarar verir. Bu yüzdendir ki! Birey olmak ve bunun farkında olmak çok elzemdir. Aksi halde kişi ve o kişilerin oluşturduğu toplum kültürel, tarihsel, ahlaki, milli ve dini bir soykırıma uğrar. Bu bağlamda insan olmanın formsal ve ruhsal denklemini, aksiyomlarını ve aksiyonlarını iyi analiz etmeli, yolumuzu buna göre inşa etmeliyiz. Sonuç olarak; hepimiz insan olmakla mükellefiz ama insanlığımızı da kaybedebiliriz.buna cesareti olmalı insanın.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.