Bütün inzivalar mahrumiyet üzerine kurulur.. Çalışmaksa çalışmak, konuşmaksa konuşmak, küfürse küfür, dalgaysa dalga, içmekse içmek, eğlenmek ve hazsa haz.. kaldı ki Dopamin fazla uyarıldığında zihinsel çöküşe şahit olur beden.. çokça yaptığınız şeyden kendinizi mahrum bıraktığınızda halinizi görmek için kocaman bir alan açılır.. Hep daha fazlasını isteyen ama hiçbir zaman tatmin olmayan yönümüzü de törpülüyor, tekrar küçük şeylerle tatmin olmayı öğretiyor inzivalar..
O alanda sevginin boşluğunu dolduruşunuz, kendinizinkini yükseltmekten diğerinin sesini duymayışınız, bir türlü yakın olmayışınız, güzelliklere izin vermeyişiniz, ağlanacak halinize üzülmeyişiniz ve daha neler belirir.. Her yıl ramazan geldiğinde benim de aklıma düşer; inanmak ve dinle hiç alakasız bir şekilde nefs sadece beden değil aynı zamanda ruh, kendilik, akıl da demek.. Oruç tutar gibi hayatımızda çok olanlarla da ilişkimize baksak kim bilir ne bayramlar geçiririz..