İnsanoğlu bilinen tarihinde en başından itibaren et yiyor olsaydı bile, yaşanan teknolojik, bilimsel ve felsefi gelişmeler sonucunda, bugün hayvan yemenin ve hayvan sömürüsünü sürdürmenin bir dayanağı kalmadı; sağlık gerekçesi dahil, kullanılan tüm argümanlar çöktü.
Sayfa 35Kitabı okudu
Hayvanlar onca acıya maruz kalırken bizlerin haksızlık karşısında suskun kalmaya hakkı yok. Yaşadığımız sürece adalet talebimiz bitmeyecek, bir kişiyi bile etkilesek hayvanların yaşadığı vahşeti anlatmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken bazen duvara konuşuyormuşuz gibi hissedeceğiz, toplumun farklı kesimlerinden küçümseyen yaklaşımlarla da karşılaşacağız ama bu bizim için bir engel oluşturmayacak.
Sayfa 7Kitabı okudu
Sorun şu ki, insanlar hayvanları kurban olarak bile görülmeyecek kadar sömürdü. Hayvanlar hiç dikkate alınmıyor. Hiçbir anlamları yok, varlıkları sayılmıyor, önemli değiller. TV ya da cep telefonu benzeri bir mal gibiler. Hayvanları sandviç ve ayakkabı gibi cansız nesnelere dönüştürdük.
Gary Yourofsky
Sayfa 229Kitabı okudu
Hayvanlara ne kadar yaşam hakkı tanıdığımızı sorgulatan, hayvan hakları üzerine devrim niteliğinde bir kitap.
Bir köpeğin kopan kafasını görmek bizi sarsacak kadar rahatsız edebiliyor ama aynı duyguyu bir inek yada tavuk için hissedemiyoruz? Aslında problem burda, bu iki yüzlü bakış açımızı değiştirdiğimizde her hissedebilen ve acı çeken canlının yaşam hakkı olduğu gün gibi meydana çıkacak zihinlerimizde.
Kitap okuyabilen insanların da farklı bakış açıları, yeni fikir ve düşüncelere açık olacağını varsayarsak, hayvanlara yapılan zulüm ve onlar üzerinde kurduğumuz tahakküm hakkında olan bu kitabın da mutlaka okunması gerekiyor.
Bu incelemeyi okuyan insanların aklına "tek bir kişinin düşüncesi neyi değiştirebilir?" sorusu gelebilir. Bırakın onu da kitap size anlatsın.
Zülal Kalkandelen in kaleminden çıkan bu kitap için tüm hayvan hakları savunucuları adına tesekkür ediyorum. Onların sesi olmak için girdiği mücadele gerçek bir takdiri hakediyor.
“Cinayet ve acı tohumları eken, sevinç ve sevgi biçemez.”
-Pisagor
“Auschwitz, bir insan bir mezbahaya bakıp da ‘ama onlar hayvan’ diye düşündüğü zaman başlar.”
-Theodor Adorno
Mezbahalarda, süt ve yumurta çiftliklerinde, deney laboratuvarında, fabrikalarda, hayvanat bahçelerinde, akvaryum parklarında, sirklerde, yaşamın her alanında insanlar tarafından esir edilip çalıştırılan, işkenceden geçirilen ve gaddarca katledilerek yaşam hakları ellerinden alınan milyarlarca hayvan için...
İçinde yaşadığım topluma ve dünyaya dair anlamaya çalıştığım ama anlamlandıramadığım çok şey var.
Sayfa 1Kitabı okudu