Eğer bir müminin kalbinde ilahi sevgi hakim olursa, o kalbi güneş de ateş de yakmaz. Allahu Teala'ya dost olana hiç bir kuvvet üstün gelemez. Çünkü o kula, Allahu Teâla yeter.
"Her kim Hak kapısında ben diyecek olursa, o kimse lâ (hayır olmaz anlamında) vadisinde dönüp dolaşıyor demektir. Böyle olanlar dost kapısından kovulur."
Mürit şeytan ve nefsin gölgesinde kaldığı sürece günahlar içinde kalır. Günah zulmettir, karanlıktır, sonucu zarardır, isyandır. Bu isyanın çaresi tövbedir. Adem (a.s.) bize bu çareyi öğretmiştir. Gözyaşı tövbenin can damarıdır.
"Bütün ameller gözün yardımıyladır. Onun için insan gözbebeğinden başka bir şey değildir. "
"Sen gözyaşı dökmenin zevkini ne bilirsin? Çünkü görmemişler gibi ekmeğe tutulup kalmışsın!.."
Kardeşim!
Kendinden kurtulup zinde bir hayata girmek istiyorsan,
kamil bir zatın yanında yanmanın, dert çekmenin, gözyaşı dökmenin, canlı olabilmenin usulünü öğrenmelisin.
Ölü ile oturanın vay haline!
Ölülerin hali, diride galebe çalar. Sen gafillerle oturma, zalimlerle oturma. Onlar Allah işinde muhabbet aşını kaybetmişlerdir.
Sen onun yanında oturursan onun ölü hali sende tecelli eder.
Onun için bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim' denilmiştir.