Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Demoktritos
Mutluluk da ruhundur, mutsuzluk da. — Mutlulu­ğun yurdu ne sürülerdir, ne de altın: ruh mutlu-mutsuz varlığın durağıdır.
Reklam
Hiçbir şekilde bir kimse tarafından yaratılmadı­ğından dolayı Demokritos evreni zaman bakımından sı­nırsız olarak tutuyor. Ayrıca töz bakımından değişmez olduğunu söylüyor... Şimdi meydana gelen şeylerin ne­denlerinin hiçbir başlangıcı yokmuş, genellikle son­suz zamandan beri ‘zorunluluk’ içinde düpedüz her şey, olmuş olan, olmakta olan ve olacak olan, önceden bu­lunuyormuş.
Arkhelaos'a göre
Âdil ve ahlâkça çirkin şey doğadan değil insanların koyduğu âdet yüzünden varmış.
Anaksagoras: «duyularımızın zayıflığı dolayısıyla ger­çeği ayırt edecek durumda değiliz» diyor.
Anaksagoras’ın ruh gözüyle görmeyi ve bundan do­ğan bağımsızlığı yaşamın amacı olarak gösterdiği söy­leniyor. — Biri ona oğlunun öldüğünü bildirdiği zaman sükûnetle şöyle demiş ; «Ölümlü birini dünyaya getir­diğimi biliyorum»
Reklam
Belleğe karşı büyük say­gı gösteriyorlar, ona çok alıştırma ve bakım ayırıyor­lar, öğrenirken öğretinin temellerini sağlamca kavra­madan öğrenilecek şeyi elden bırakmıyorlar, aynı şe­kilde her zaman o gün içinde konuşulan sözleri hatırla­maya çalışıyorlardı. Pythagorasçı bir gün önceki olay­ları hatırlamadan yatağından kalkmazdı.
Genellikle Pythagorascılar düzenli bir egemenliğin bulunmamasından daha büyük bir felâketin bulunmadı­ğını kabul etmek gerektiğini sanıyorlardı; insan ken­dinin üstünde biri bulunmadığı halde de kendini kurta­rabilecek yaratılışta değilmiş.
Philolaos
Sayının yaratılışının (physis’inin) ve kuvvetinin et­kisini yalnız daimonca ve tanrısal nesnelerde değil in­san işleri ve sözlerinin hepsinde, her yerde ve bütün fen işlerinde musikide de görebilirsin.
Empedokles
«Akragaslılar yarın ölecek­miş gibi keyif ediyorlar, evlerini de hiç ölmeyecekmiş gibi yapıyorlar.» — «Bir tek bilge kişi bulamıyorum» diyen birine şunları söylemiş : «Pek tabî, çünkü, bil­geyi arayan önce kendisi bilge olmalıdır.»
Reklam
Parmenides
Sallandıkları yol var, iki-başlıların; çaresizlik yöne­tir çünkü Göğüslerindeki sallanan düşünüşü, sürüklenir giderler Hem dilsiz hem körler, şaşkınlar, kararsız kişiler, Var-olmakla olmamayı aynı şey sananlar
Parmenides’in var-olması «sar­sılmaz» bir var-olma’dır. Burada matematik bir ruhun konuştuğu görülüyor; bundan dolayı ona göre gerçeklik «iyice yuvarlak» ve var olma dünyası «her yandan ay­nı» dır, «iyice yuvarlak bir küre yığınına benzer». Parmenides’in dünyası hep aynı olan idea’nın dünyası’dır.
Parmenides
sadece var-olma (varlık) vardır, bu kadar da değil, var-olma ile düşünme aynı şeydir, bizim dışa-vuruş şeklimizle: bütün yargılar bir var-olma’nın, değişmeden duran bir gerçeğin dışa- vuruluşudurlar, mantık ve matematik önermeleri bunu en açık olarak göstermektedirler
doğruyu yalnız akıl verir, ve bu akıl meydana- gelmeyi, değişmeyi, hareketi, yani var-olan bir şeyin (daha) var-olmayan bir şey haline geçmesini ve bu­nun tersini kavrayamaz, var-olmayan diye bir şeyin ol­duğunu düpedüz yadsımak zorundadır. Bu işitilmemiş düşünceyi Parmenides heksametron ölçüsüyle yazılmış bir şiirde açığa vurmuştur.
Güney İtalya’nın Elea şehrinden olan Parmenides Herakleitos’un çağdaşı olmakla birlikte onunla taban tabana karşıt bir kişidir: hattâ bu ikisinin kişiliklerin­de insanın ruh ve düşünce davranışının ayrı iki örneği­nin anıt gibi karşımıza dikildiğini söyleyebiliriz.
390 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.