ege

Buğdayın Türküsü
Halkım ben, parmakla sayılmayan Sesimde pırıl pırıl bir güç var Karanlıkta boy atmaya Sessizliği aşmaya yarayan Ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa Tohuma dururlar yeniden Ve halk, toprağa gömülü Tohuma durur bir yerde. Buğday nasıl filizini sürer de Çıkarsa toprağın üstüne Güzelim kırmızı elleriyle Sessizliği burgu gibi deler de Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Ama belki bir gün, bitkinlikten ve bilgisizlikten ölmeye hazır olduğumuz zaman, gidip ovaya, aynı ışığın altına uzanmak üzere, yaygaracı mezarlarımızdan vazgeçebilecek, bildiğimi son bir kez daha öğrenebileceğim.
Kulağıma doğru fısıldayan bu sessizlik kainatın kaynayan kanıdır, dünya ile beni dokuyan Tanrı'dir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Asla yalnız değilim seninle yeryüzünde, ateşlerden geçerken bile. Yalnız değilim asla. Toplarken seninle şafağın mahmur ışık oklarını, baharın körpe yosununu.
Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra, ben dünyada ancak kof bir ceviz tanesi gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Reklam