Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

talv

welcome to reality
Reklam
Eğer kendini özgür bırakacak gücü bulamıyorsan, başkalarının özgürlüğünün derdine düşme.
sırf yapabileceğini kanıtlamak için en zor olanı seçmek,

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ortaya koyduğun ne kadar değerliyse, oyunun tadı o kadar fazla oluyor ama sona yaklaştığında, kartları açmaya korkuyorsun çünkü kaybedecek çok şeyin var. Ama ortaya koyduğunun senin için hiçbir anlamı yoksa, değersizse hayatın kendi gözünde, oyun çok tatsız oluyor. Bir an önce bitirip gitmek istiyorsun ama iş kartları açmaya geldiğinde, etrafına bakıyorsun ve herkesin kazancının senden yüksek olmasını kaldıramıyorsun. Evet, belki de kayıpları da daha fazla olacak ama zaten olayda orada, sen de tıpkı onlar gibi risk almak istiyorsun. Sen de yaşadığını hissetmek istiyorsun. Bir tur daha oynamak istiyorsun belki de. Bir umut arıyorsun. Bu yüzden sen, hayata diğerlerinden daha sıkı tutunuyorsun. 20'
Kim olduğumu unutamıyorsam eğer, ben de kendime asla kim olamayacağımı hatırlatırım.
Reklam
Satranç oynarken, tahtayı değil de karşındakini okumaya çalışırsan, bir süre sonra hata yaparsın. İnsanların zaafına değil, taşların zaaflarına oynaman gerekir. Kralı değil, orduyu düşürmen gerekir. Oyuncuyu kral, oyunu ise ordu olarak görmek; kendi savaşını kurmak. Çünkü o kral, hiçbir zaman tüm çıplaklığı ile karşında olacak kadar cesaretli olamaz.
Güçlü değildi, güçsüz de. Savaşçı değildi ama savaş meydanından da kaçmazdı. Saatlerce ağlamazdı ama ağladığında da gizlenmeye çalışmazdı. İnsanlardan nefret etmezdi ama onlara ihtiyaç da duymazdı. Ölmek istemezdi ama yaşamak için de bir çabası olmazdı. Kahkahalarla gülmezdi ama gülmeyi de severdi. Hassas değildi ama kalbi kırıldığında ayakta durmakta bile zorlanırdı. Yalancı değildi ama gerektiğinde kendisini bile yalanlarına inandırabilirdi. Mutlu bir çocukluk geçirmemişti ama çocukluğuna da küs değildi. Babası onun saçlarını hiç okşamamıştı ama kendi saçlarını sevmeyi kendine öğretmişti.
306 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.