iç geçirerek anlatacağım bunu ben,
nice yaşlar nice çağlar sonra bir yerde:
bir ormanda yol ikiye ayrıldı, ve ben -
ben gittim daha az geçilmişinden,
ve bütün farkı yaratan bu oldu işte.
Demek efendinin zararını telafi edip ailesine tazminat vermiyorsunuz! Burada
da bir insanın elinden sahip olduklarını almıyor musunuz? Efendisinin kölesi olmak dışında babasının mirasçısı, karısının, çocuklarının geçimlerinin sağlayıcısı olmak gibi kutsal bir konumu yok mudur?
- XXIV -
[DÖRTLÜK]
Kaybederken kazanmayı şiirden gördüm Öyle bir harp meydanına döndü ki ömrüm Mağlup bir şah iken gâlip bir nefer-i merkum Yürüyorum sılaya, uyağımda ölüm.
Güle Güle Seslerin Sessizliği
Prof. M. Şükrü Hanioğlu’nun Bağlam Yayınlarından Eylül 2023’te yayımlanan 1000
sayfalık(XXİV+20[giriş]+854[asıl metin]+125[kaynakça+dizin]) “ATATÜRK Entelektüel
Biyografi” adlı eserini okudum. Not alarak okuduğum için 15 günde bitirebildim.
Dipnotlardaki işaretlenen eser ve makaleleri de mümkün olduğunca kütüphanemden
tekrar gözden
''..çok iyi bilinen birtakım kaynakları ileri sürerek, onları bizim bilmediğimiz kanısını uyandırmak düşüncesiyle boy göstermeye kalkacaklara da sözümüz var: O kaynakların, daha kesin, daha doğru, daha güvenilir olduğunu hangi bilimsel yetkenize dayanarak söylüyorsunuz.? Dahası var; Türk ulusunun en az beş bin yıllık bir geçmişi olduğunu söyleyenlerin, böyle eski bir topluluğu altıyüz yıllık Arap-Acem kırması Osmanlıcayla konuşturmadaki amaçları nedir.?'' (Sayfa: XXIV-XXV)
''..Osmanlı aydını Türkçe sözcüğü atıp yerine Arap-Acem kökenli bir sözcük alırken onun da yapısını değiştirmekte sakınca görmemiştir. Sözgelişi ''etrâk'' sözcüğü ''Türk''ün arapçalaştırılmış biçimiyle ''Türkler'' demektir. Osmanlı Türkler demeye yanaşmıyor, arapçalaşan etrak'ı kullanıyor, sonra dönüyor yine sözcükle ''etrâk-ı bî idrâk'' (anlayışsız Türkler) demekte sakınca görmüyor. Bu tür olaylar, dilde karşıt doğrultuda bir gelişmeye yol açıyor. Bu yol bırakılmıyor, Tanzimat aydını, Osmanlı aydınının izlediği dil yolunda yine Türkçeye aykırı bir yürüyüşe geçiyor. Fransızcadan sayısız sözcük aktarıyor, bu sözcüklerle ''gazel'' yazanlar bile çıkıyor.'' (Sayfa: XXIV)
“İnsanın kim olduğunu keşfetmek için yapamayacağı şey yoktur, biliyor muydun? Fuhuş, hırsızlık, katil, suikast, terör… Kim olduğunu merak eden bir insan, canlı bomba olmak hariç her eylem için hazırdır.”
☙
Gözlerim ressam oldu senin güzelliğine,
Kalbimin levhasına nakşetti görüntünü
Bedenim de çerçeve oldu senin resmine,
Derinlikle güçlendi sanatın en üstünü.
*İlyada : Homeros’un İlias, ya da İlyada adlı büyük destanı adını taşıdığı halde, Troya savaşı efsanesinin ancak kısa bir bölümünü yansıtır...
Bölüm I. (A) Sesleniş - Akhilleus’un Öfkesi.
Ozan Musa’lara seslenip konusunu belirtir: Akhilleus’un öfkesi, bu yüzden Akha’lar arasında beliren veba salgını.
Bölüm II. (B) Agamemnon’un Düşü. Toplantı.