"Bize zayıf cins diyorlar. Her pazar kilisede içimize işleniyor bu, şansı varken sihrini defetmediği için her şeyin Havva'nın suçu olduğunu söylüyorlar ama yine de neden kızların da söz hakkı olmadığını anlayamıyorum. Gizli anlaşmalar, karanlıkta fısıldaşmalar var tabii ki ama niye her şeye oğlanlar karar vermeli? Görebildiğim kadarıyla hepimizin birer kalbi var. Hepimizin beyni var. Görebildiğim birkaç fark var erkeklerin çoğu da o farklı parçayla düşünüyorlardı gibi görünüyor."
İnsan olduğunu unutma. Kendine iki damla göz yaşı dökmeyi çok görme. Herşeyin bittiğini, artık nefes alamayacak olduğunu hissettiğinde, gözüne uyku girmediğinde, herşey üst üste geldiğinde en karanlık anda ,şafak vaktinde, güneşin doğduğunu unutma. Bunu okuyorsan bil ki bu yazı senin için. Belki şu an uzanmışsın yatağına tavana bakarken " ne olucak simdi" diyorsun. Bundan sonra olacaklar senin yapacağın birşey değil...
Nasıl ki bir kitabı okuduğunda baş karakterin başına iyi ya da kötü şeyler geldiğinde bunun kitaptaki karakterle ilgili olmadığını biliyorsan, şunu da bil sen o kitaptaki baş karaktersin ve kitabın yazarı da Allah artık elinde olmayan şeyleri düşünmeyi bırakmalısın çünkü kitabı Yazan mutsuz olmanı istemiyor, güçlü olmanı istiyor. Bu yüzden bazı şeyler çok zor ve hırpalıyor seni....
Çok mu yoruldun al kahveni otur evinin balkonunda sanki hiç kötü birşey yaşamamış gibi gülümse ve " GEÇİCEK" de. Çünkü ölümlü
dertlerini sen Allah'a bıraktığında sadece ölümsüz olan Allah öldürebilir...
"Bizim orada kadınlar konuşmayı bilmez. Kelimeleri zorlamazlar. Zılgıtı söz bilirler. Zılgıtları çığlıklarıdır. Acı da çekse, halay da çekse zılgıtı sözüdür."