Kitap, yine çocukların çok, çocukluğun yok olduğu ülkelerden biri olan Lübnan'da sokak çocukların sefaletiyle başlıyor.
Kahramanımız Efraz El Khatip adında 12 yaşında bir kız çocuğu. Sürekli sorgulayan, gururlu, dik başlı, inatçı, dürüst ve dünya güzeli bir kız çocuğu. Aç kalmasına rağmen kimsenin ekmeğine el uzatmayan, bir köpeğin bile ondan daha iyi bir hayat sürdüğü halde o köpeğin yemeğine dokunmayan, hayatın sillesini erken yaşta yemiş bir çocuk.
Ama hayat o kadar acımasızdı ki çocuk kalmasına bile razı gelmedi.
Lübnan'dan Türkiye 'ye kaçmaya çalıştıkları sırada ailesi katlediliyor ve orada istismara uğruyor. Ruhum yerinden çıktı okurken, dayanamdım.
Bir şekilde Türkiye' ye geliyorlar Aden'lê birlikte. Hatay'da elinde bir çocuk sokaklarda aç, sussuz, evsiz... Sokak çocuklarından yemediği dayak kalmamıştı.
Sonra o çıktı karşısına, koruyucu meleği Behzat. İyi insanlar hala var dedirtti. Banu, Seyit, Beliz, Gülşin Anne Efraz 'a hala iyi insanlar var dedirtti.
Behzat' ın Efraz ve Aden 'le kurduğu bağ ve onlar için verdiği mücadele çok etkiledi beni. Yer yer gözyaşlarımı tutamadım.
Yazar toplumsal konulara, açlık, sefalet, cinsel istismar, yoksulluk, yozlaşmış algıları çok iyi işlemiş.
Okumanızı öneririm.