Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çevremizi saran bunca gece! Ne korkulu, ne berbat acılı yollardan geçiyoruz, toprak altında kalmış ruhumuz derin dehlizlerde ilerlemeye çalışıyor, ezelî ve ebedî kahraman, ezelî ve ebedî Obysseus! Ama yürüyoruz, yürüyoruz, belimizi büküyor, bata çıka yürüyoruz, adeta boğulur gibi yüzüyoruz balçık içinde, kaygan ve kara yürekli duvarları tırmanıyoruz. Ağlıyor, cesaretimizi yitiriyor, korkuyla feryat ediyor, acılar içinde uluyor, dişimiz tırnağımızla kendimize bir yol açıp ilerlemeye çalışıyoruz.
Ben onlardan çok daha yüksekteydim kuşkusuz, ama bulunduğum yere korkudan sımsıkı yapıştım, onlarsa hiç korkdn boşlukta kuş gibi süzülüp duruyordu. Görüyordum ki, hayli yüksekteydim, bana göre bir yer değildi burası. Onlarsa kendilerine uygun bir yükseklikteydiler, ne yerdeydiler, ne de benim gibi böyle kahrolası yüksek bir noktada; ne insanlar arasındaydılar, ne de benim gibi yapayalnız, insanlardan soyutlanmış. Kaldı ki, sayıları pek çoktu. Benim henüz kavuşamadığım bir mutluluğu sergilediklerini görüyordum.
Reklam
Düşmeye başlamıştım, yuvarlanıyor, sıçrıyor, uçuyordum; hava anaforlarına yakalanmış, mutlu, duyduğum hazzın acısıyla titreyerek sonsuzluk içinden aşağılara düştüm ve annemin kucağında aldım soluğu.
Ölmek, tasarlanamayacak kadar büyük bir haz, burada kalmak anlatılamayacak kadar büyük bir azaptı. Bir şey olması, hemen, bir an önce olması gerekiyordu yoksa hem biz, hem dünya dehşetle taş kesilecektik.
İşte çevrende hışırdıyor dalga; ve sen dalgasın; orman; ve sen ormansın, iç ve dış diye iki ayrı şey yok artık, kuşsun ve uçuyorsun havada, balıksın ve yüzüyorsun denizde, ışığı emiyorsun; ışıksın, karanlığın hazzına varıyorsun ve karanlıksın. Yollara vuruyoruz, ey ruh, sularda yüzüyor, havalarda uçuyoruz, gülümsüyor ve narin ruhsal parmaklarımızla kopmuş iplikleri yeniden birbirine bağlıyoruz, yok edilmiş titreşimleri mutluluk içinde diriltip sürdürüyoruz yeniden. Tanrıyı aramıyoruz artık, Tanrı oluyoruz. Öldürüyor, birlikte ölüyoruz; yaratıyor, düşlerimizle yeniden diriliyoruz,
Çevremizi saran bunca gece! Ne korkulu, ne berbat acılı yollardan geçiyoruz, toprak altında kalmış ruhumuz derin dehlizlerde ilerlemeye çalışıyor, ezeli ve ebedi kahraman, ezeli ve ebedi Odyssesus!
Reklam
öyle hissediyordu ki, bu yeryüzündeki hiçbir şenlik, hiçbir eğlence yüreğinde bir neşe ve sevinç duygusunun yeşermesini sağlayamayacak, bu cıvıl cıvıl hayatın ortasında yalnızlıklar içinde bir garip kişi, adeta bir seyirci, bir yabancı gibi yaşamını sürdürecekti.
Sayfa 36 - pdf (şair)
tanrım, şu sevgi denen şey insanın nasıl da aklını başından alıyor!
Sayfa 20 - pdf
dünyadaki onca sefalete karşın yine de sızlanıp şikayet etmeksizin yaşayıp giden insanlara rastladıkça şaşmadan duramıyordu.
Sayfa 31 - pdf
10 dilek dileme hakkı daha istiyorum(?)
bir tek dilek dileyeceksiniz sadece, istediğiniz dileği dileyebilirsiniz, ama yalnız bir tek dilek, tamam mı!
Sayfa 9 - pdf
Reklam
+1
gönlünden ne dilekler geçiriyor, ne hayaller kuruyordu!
Sayfa 5 - pdf
Ölmek tasarlanamayacak kadar büyük bir haz,burada kalmak anlatılamayacak kadar büyük bir azaptı.
"Bizim buradaki ölülerin yüzlerine bir bak şöyle, bunu görürsün. Hiç de kolay ölmüyor kimse, zor ölüyor, istemeye istemeye, gönülsüz ölüyor.”
“Hiçbir şey kalıcı değildir, yeni olan her şey gün gelir eskir.”
"Gözyaşları ruhun eriyen buzlarıdır ve ağlayanların yanıbaşındadır tüm melekler.”
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.