"Deli olacağım, yahut öleceğim dersem yalan söylemiş olurum. İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Ben de yaşayacağım... Ama nasıl yaşayacağım!.. Bundan sonraki hayatım nasıl dayanılmaz bir işkence olacak...
"Ömrümde ilk kez böyle titriyor bedenim, ilk kez böyle yüceliyor ruhum. Bu bambaşka bir şey. Bu bildiğim bütün duygulardan daha derin, bütün isteklerden daha güçlü, bütün sevinçlerden daha renkli, bütün neşelerden daha çılgın, bütün ürünlerden daha yaralayıcı. Size yalan söyleyemem, korkarım gelip geçici bir heves değil bu tutku. Korkarım bu aşk bu bedende kalıcı.". 
Ahmet Ümit
Hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır:
"Şehadet etmesine izin verdiğinizden başka, kimseden hadis almayınız."
İbni Asâkir, imam Malik'in şöyle dediğini rivayet etmektedir:
"Bid'at ehlinden ilim öğrenmeye tahammül etme. Tanımadığın kimseden de bilgi yüklenme. İnsanların haberlerine yalan karıştıran kimseden de ilim yüklenme. İsterse Resûlüllah (S.A.V.) ın hadisine yalan karıştırmamış bir kimse olsun."
Öyle şahs ile sakın ülfetden
Nâr-ı dâzah gelür ol sohbetden
Dedi sultân-ı rüsül fahr-ı duhûr
Bir dehenden ki ede kizb zuhûr
Bûy-ı bed eyler ol etrâfa hulul
Ki melek eylemez ol sûya nüzûl
[ Sakın öyle kişilerle dostluk kurma! Onlarla yaptğın sohbetten sana ancak cehennem ateşi gelir
Kainâtın övüncü, resullerin sultânı olan
Hazret-i Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "Bir ağızdan yalan çıktiğı zaman..
..etrafa kötü bir koku yayılır, meydana gelen manen kötü kokudan dolayı da melekler oraya asla inmezler. ]
