Ölümsüz ezgilerimi yalnız anlayabilen kulaklar işitecek.
Sayfa 33 - Midas'ın Kulakları, 1. Bölüm, 2. Sahne, ApollonKitabı okuyor
Adamlar Tanrı manrı dinlemiyor cezayı kesiyorlar :D
Nippur'un güzel kızı olan Ninlil'in annesi, kızının Enlil'le evlenmesini istiyor ve kızına Nippur'daki Nunbirdu kanalının berrak suyunda yıkanmasını, Enlil'in onu görüp beğeneceğini ve onunla evleneceğini söylüyor. Bunun üzerine kız annesinin önerisi doğrultusunda soyunarak büyük bir neşe içinde berrak suda yıkanmaya başlıyor.Enlil onu görerek çok beğeniyor ve hemen "gel yatalım" diyor kıza.Kız nazlanıyor. Enlil ısrar ettikçe o da "benim kadınlık organım çok küçük, sevişmeyi bilemez, dudaklarım çok küçük öpüşmeyi bilemez" diyor. Bunun üzerine Enlil veziri Nusku'yu çağırıyor ve ona bir tekne getirerek kızı tekneye davet etmesini söylüyor. Vezir istenileni yapıyor. Teknede bekleyen Enlil, gelen kıza tecavüz ediyor.Bu ahlak dışı olay diğer tanrıları çok kızdırıyor. Enlil, Ninlil'in mabedi ve sonradan tanrıların mahkeme yeri olan Kiur'un önünden geçerken tanrılar onu yakalıyorlar ve Enlil baştanrıları olduğu halde,büyük bir kızgınlıkla "ölümsüz olan sen defol şehirden!" diyerek onu yeraltına kovuyorlar. Ninlil onu yeraltına yalnız göndermeye kıyamıyor, ikisi birden yola çıkıyorlar.
Sayfa 55 - Kaynak YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Biz ne kötü yaşadık be moruk Bir kuş kanatlarını dürünce rüzgarsız kalmak gibi O kadar yalnız, o kadar umutsuzduk -Geçmiş zaman kipi gitmedi burda ama neyse
Yalnız sevgi tek başına zayıftır. Yalnız korkuysa kindir.
Sesini yalnız kollarım işitmeli Parmaklarım konuşmalıydı seninle Doyasıya öpmeliydi bakışlarım O şafak rengi dudaklarından
“Yalnız olduğum için acı çektim, ama sırrımı saklamak için yalnızlık acısını yendim. Ve bugün, yalnız ve bilinmez olarak yaşamaktan daha büyük bir mutluluk tanımıyorum. Yazmak, en derin sevincim. Dünyayı kabul etmek ve tadını çıkarmak-ama yalnızca yoksunlukta. Kendimin karşısında çıplak kalmayı beceremeseydim, kumsalların çıplaklığını sevmeye layık olamazdım.”
Sayfa 61
Reklam
Bana verdiğin mutluluğu Paylaşacak kimsem yok Sevincimi içimde Ve yalnız taşıyorum.
Umduğun inceliğe inmiyorsa söz Çekil suskunluğun tüneklerine Ucuz etme anlamı. Böyle zamanlarda insan Çokluk yalnız kalmalı.
Kar düştüğünde ve beyaz rüzgarlar estiğinde yalnız kurt ölür ama sürü yaşamaya devam eder
Arya StarkKitabı okudu
İtalyan Campanella'nın bir dostuna yazdığı şu mektup, o zamandaki Osmanlı'nın durumu hakkında kâfi bir malumat tır. "Ben bir «Güneş Belde'nin hasretini çekiyorum. Gecesi olma sın ve insanlar karanlık nedir bilmesinler. Bunu yeryüzünde bul mak mümkün mü? Bilemiyorum, ama fikir, vicdan ve lisan hürriyetine ilişmeyen, müslim, gayri müslim herkese adil davranması mi bilen Osmanlılar'ın varlığı, hiç olmazsa yarın böyle bir beldenin olacağını bana zannettiriyor. Mâdem ki bugün, düşünceyi zindana koymayan, hakikat sevgisini zincire vurmayan bir millet, yani o cesur Türkler var, o hâlde yalnız adâlet, hakikat ve hürriyetin hüküm sürdüğü bir ülke neden vücûda gelmesin!" Sultan 1. Ahmed Hân'ın devri işte böyle bir devirdi.
Sayfa 201 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ne yapsanız çaresiz Kendinizden sonraya kalmayacaksınız Zaman yenecek sizi O telaşsız bilge, o silahsız güç Silecek yüzünüzden kibrinizi Hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak Öldüğünüz gün unutulacaksınız. Yıkıntılar kalacak ardınızda yalnız
Sigaraları severim Bayan Taggart. İnsanın ateşi elinde tutması fikri hoşuma gider. Tehlikeli bir kuvvet olan ateş, insanoğlunun elinde evcilleştirilmiştir. İnsanın yalnız başına oturup sigarasının dumanına bakarak düşünmesini sık sık merak ederim. Böyle zamanlardan ne büyük şeyler çıkmıştır. İnsanoğlu düşünürse zihninde bir noktada ateş parlar. Elindeki sigaranın ateşi de bunun bir ifade biçimidir.
Yaralı, yalnız ve suskunum.
Sayfa 135 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.