Derin bir hüznün içinde oturdum aynanın karşısına, yüzüme çarpan mutsuzluk edaları, içimde bir burukluk,yaşanmışlıkların ardına gizlenmiş gözlerimin içinde kaybolan yüzün.
Ben kötü birim miyim diye düşündüm gece yarısı,yıldızlara baktım durdum öylece,belki hatalarım var, belki de kusurlarım ama hakketmediğim halde çok değersizleştirildim ,istenmedim hemde en çok değer verdiklerim tarafından işte azizim insanı en çok inciten şey de bu ! Alıştığın insanlardan artık eskisi kadar değer görmediğini ve alışkanlıkların dışına sürüklenmek zorunda bırakıldığını düşünsene...
-Boşver azizim belki de yeni alışkanlıklar edinme vakti vakti gelmiştir.
Insanlar benden bahsederken neyi unuttular biliyor m sunuz? Benim de bir insan olduğumu. Bir aile babası, gülen, ağlayan, hastalanan, neşelenen bir insan olduğumu. Insan değil sadece iktidarı gördüler.
Biliyor musun, bir gün, bir dostum bana:
'Bir ölüye göre fazla nefes alıyorsun.' demişti. Başta yadirgamış, ama sonradan hak vermiştim.
Yaşamaya büyük bir yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Yani nasıl yaşanması gerektiğini çok iyi biliyorum. İyi hayat nasıl geçirilir,çok iyi biliyorum.
Ama ilgimi çekmiyor.
Duramayacak kadar yorgun, ama
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum.
Sorarlarsa “Ne iş yaptın bu dünyada?” diye rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından...