Şüphesiz ki akıl, Allah'ın (c) insana verdiği en büyük nimetlerden biridir. Allah (cc), insanın bu nimeti kullanmasını ister. Kur'ân'da defalarca, "Aklet mez misiniz?", "Düşünmez misiniz?" diyerek insanı akletmeye davet eder.
Bununla birlikte her şeye bir sınır belirleyen Allah (cc), akla da bir sınır koymuştur. Akıl, Allah'tan (cc) olana teslim olur. Vahiyle sabit olanı anlamaya ve yaşamaya çalışır. Vahyi akılla tartıp tartışmaya açmaz.
Akıl, dünyevi konularda serbesttir. Düşünür, tartışır, karşılaştırır, afaki ve enfüsi ayetlere bakıp keşifler yapar... Akıl, sınırını aşıp, vahiyle sabit olanı tartışmaya açarsa Allah'a karşı haddini aşmış ve tağutlaşmış olur.
Maalesef bugün aklı ilahlaştırarak onu gereğinden fazla önemseyenler onu tağutlaştırmışlardır. Kendilerine İslam'ın bir hükmü beyan edildiği zaman onlar bunun Kur'ân ve sünnetten olduğuna bakmadan direkt akıl ölçüsüne vurur, uyarsa alır, uymazsa reddederler. Son zamanlarda özellikle bu tür insanlar oldukça çoğalmıştır. Kendisine Kur'ân ve sünnetten yüzlerce ayet veya hadis okunduğu hâlde "Valla hocam pek kafama yatmadı." der.
Sayfa 675 - Tevhid basım yayın