İlk Işık’lar ve lezzetli bir rüzgar. Uykusuzluğun verdiği tatlı yorgunluk ve sabaha karşı içine çektiğin bir kaç duman. Sessizliğin yanında getirdiği düşünceler ve hiç gitmesini istemediğin sag huzur. Yapay seslerin varlığını unutturan kuşlar ve rüzgarda savrulan ağaç yaprakları. Çektiğin her nefeste yaşadığını hissettiren kokular be arkada hafif hafif çalan bir şarkı. Son günümü planladıysam eğer, tüm duygularımı son kerede burada kullanırdım muhtemelen.
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Reklam
Samsara
Samsara kelimesi Hinduizm'de geçmekte olup ölüm, yaşam ve ölüm döngüsünü anlatmak için kullanılmıştır. Yani, ölüp yeniden beden bulma bir nevi reenkarnasyon. Samsara belgeselinde herhangi bir diyalog bulunmamaktadır. Dünyanın çeşitli yerlerinden görsellerle izleyenlerin karşısında bulunmakta olan belgesel, tüm yorum ve düşünceleri izleyenlere
Biz neden bu yapay sistemin birer parçası oluyoruz, bizi bir kara delik gibi içine çeken bu kalıplardan kaçmak yerine, onlardan birini seçmeyi tercih ediyoruz. Hatta bazıları seçmiyor, bırakıyor kendini uzayın boşluğuna, nereye giderse...olur mu hiç öyle, olmaz! Her insanın yaradılış amacı vardır, bunu bulmak ve gerçekleştirmek üzere çaba gösterenler ve diğerleri olarak ayırsak, ne kadar da nadir olduklarını görebiliriz. Para baskı makinesine konan bir kağıt parçası olup üzerinize 200 lira basılması ümidi ile mi yaşayacaksınız yoksa o bembeyaz kağıda özgün bir eser yazılıp, en baş köşeye asılması için mi? Belki küçücük bir çocuğun çizdiği yamuk yumuk bir ağaç olacaksınız, belki bir Mehmet Akif Ersoy'un kaleminden dökülen ilk sözcüler yazılı olacak üzerinizde ama sizden bir tane olacak ve bu diğer her şeyden çok daha değerli. Üzerinize 200 lira basılmasını tercih ederseniz eğer, sizden milyarlarca olacak , bunu unutma!
martıların çığlıkları ve gözyaşları bulutların. bir ağaç, kırılmış kollarıyla insanı saran. gönlüme akan bir bulanık, kara bir su kütlesi şimdi okyanuslar. hazin öyküsü doğanın, yalvaran. ve ölümcül zaferi insanın. yapay bir cehennem ve şeytanlar.
edefifikir.com
Acımak, Acıtmak, Acınmak  Bahçeyi seviyorum. Bahçe sevilir zaten. Bu mevsimde daha çok sevilir. Ben daha çok severim. Ağaçların yaprakları dökülmeye başlamış, havanın yapışkan nemliliği geçmiş, biraz serin bile hatta. Hafiften rüzgâr da var. Rüzgâr… Rüzgârın saçlarıma dokunmasını seviyorum. Var olduğumu, orada durduğumu hissettiriyor. Orada
Reklam
Ağaçlarla ilgili birçok bilgi öğrendim:
Ağaçların Gizli Yaşamı
Ağaçların Gizli Yaşamı
*Ağaçların toplu halde yaşaması önemli ve bir ağacın suyu, şekeri eksikse diğer ağaçlar hemen yardım ederler. *Kıyıda ağaç olmasının çok önemli çünkü içerdeki ormana su aktarımını onlar yapıyorlar. Kıyı ormanları yok olursa bütün süreç yok olabilir. *Ağacı kestiğinizde ölmez önemli olan kök, bitkinin beyni köktür. Bitkiler yaprak döktüklerine köklerinden nefes alır. *Aşırı kuraklık birçok ağacı öldürür. *Orman yangınlarının sebebi çoğu kez insandır. *Okyanustaki su yosunları çok fazla oksijen tüketir. *Ağaçların da uykuya ihtiyacı vardır o yüzden sürekli yapay ışık altında kalan ağaçlar uyuyamıyorlar ve bir süre sonra ölüyorlar. *Tek bir mantar asırlar içinde kilometrelerce alana yayılıp koca ormanları birbirine bağlar ve tehlike anında diğer ağaçları uyarır.
Peter Wohlleben
Peter Wohlleben
60 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.