Bu sıralar sık sık Anneannemi özlüyorum. Aslında onu da değil onunla birlikte temas ettiğim o hayatı, insanların içten anlattıkları dertleri yüzlerinden okumayı, bana uzak olan o hiç düşünmeden eşyalara dokunmayı hatta insanların birbirine dokunmasını, ağaçları, yolları, hikayelerde kaybolmayı, insanları yani gerçek hayatı özlüyorum.
Artık tek bildiğim şey: saygı, sınır, mikrop, zamanla yarış, yapay soğuk maddeler, nasıl yaklaşmalıyım nasıl konuşmalıyımlar vs vs. Bunları bana kim niye verdi, hiç durup sordum mu, gerekli olan bunlar mıydı ?
Sokakta gördüğüm tek tük ağaç müthiş bir özlemin ıstırabını başlatıyor, nereye kadar böyle devam edebileceğim acaba içimdekileri görmezden gelerek.