"Bir roman okumuştum Nilay. Bundan yıllar önce. Şimdi adını hatırlamıyorum. Romanın kahramanı bir polisiye yazarı. Dünyaca meşhur ve Nobel ödüllü bir yazar. İmza günleri düzenleniyor ve önünde binlerce kişilik bir kuyruk oluşuyor. Kitaplarını imzalaması için yazar adına iki günlük bir organizasyon gerçekleştirmişler. Yazar, önüne konan her
-Biliyor musun? Hiç kolay biri değilsin.
•Kolay mı? Kimmiş kolay olan? Benim tanıdığım insanlardan hiçbiri kolay değil.
-Senin kaçtığın şeyler beni ilgilendirmiyor. Kaçtığın insanlar… Sorularla rahatını kaçıracak değilim. Yine de elinden bırakıvermek zor gelmiyor mu sana?
•Hayır, aslında zor olan tutunmaya çalışmak.
Bunun imkansız olduğuna ikna
Sen sanıyor musun ki küçük ve zavallı insanoğlunun yeryüzündeki sefil hayatının, ölümünün ve yaşamının, varlığının veya yokluğunun dünyada bir etkisi olacak?
Binlerce yıl önce aynı sözler konuşuldu, aynı çiftleşmeler oldu, aynı çocukluk acıları yaşandı. Acaba bir baştan bir başa hayat, gülünç bir kıssa, inanılmaz ve ahmakça bir masal değil midir?
Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Yeryüzünün, gökyüzünün güçlülerine avuç açanlar, yaltaklanmasını bilenler için.