boğucu bir sessizlikte ateşten goncalardır
o demirden şiirler ki sanki tabancalardır
umutsuz hangi gününde el atsan ateşe hazır
nazım onları yazarken duvarlar çatırdardı
Sayfa 87 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
üretir sessizliği erguvanlar düşler sevdayı tamamlar
suları yansıtır camlar cıvalı bir beyazda
müjgan mıdır yoksa sabahlamak mı hâfız'la şirâz'da
divanlardan gül çığlıkları horasanlı papağanlar
şehzâde çılgınlıkları o unutulmaz yazda
müjgan mıdır sevilmek yanlış anlaşılmak mı biraz da
Sayfa 89 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
bin üç yüz otuz beş senesinde
sırtında bir hançer ilkbahar
ingiliz donanması boğaziçi’nde
izmir’e çıkmış yunanlılar
üzüme çakallar dadanmış
sustu mu susmanın gecesinde
böcek böcek uçuşan cıgaralar
saklı bir uğultu kulak içlerinde
gittikçe daha çok anafartalar
tesbihinde yâ sabır kalmamış
Sayfa 91 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
anlarsa halinden bir kişi anlar
yüzbaşı “kazbek” rıza (sarıkamış)
aynı süngüyü bir ağızdan ısırmışlar
aynı mermi çukurunda kanları kaynamış
ne demek bulutlarda mı kırmızı
iki gözüm bir cıgara daha sar
ödemiş’te bak ilk kurşun atılmış
(nerde kaldı yahu bizim çaylar)
yaşıyan görecek önümüzdeki kış
ne yağmurlar yağdıracağımızı
Sayfa 92 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
kızgın gözlerine işledikçe yangının kızıllığı
çılgın kırlangıçlardır ki geçer alevlerin ıslığı
uykularını sarmıştır bir yıldızlar sarmaşığı
kurtuluş'tan sonraki telaşlı günlerde
izmir'de
tuzlu güz öğle sonu çarpılan pancurla imbat
tutsak bir saltanata ah eden guguklu saat
şarabında suyunda apansız bir başka tat
kurtuluş'tan sonraki telaşlı günlerde
izmir'de
Sayfa 105 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
yıkar insanı yaşlılıkta asıl unuttukları
umutsuzluklarından çok daha fazla
yanlış umutları
saatli bir bombadır her saat başında ölümün
tıkırdar göğsündeki karanlık kafeste
silerek gelmiş gelecek bütün mutlulukları
bacağımın kesildiği gün
kan içindeyim enikonu
iyimser bir telâş herkeste
Sayfa 106 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
aynalı dümtek üstüne çalar saatin sarkacı
çalar saat başlarını müslüman sonrasızlığın
genç kalır cephede ölenler
bakışları donuk besbelli biraz
gülümsemeleri acı
Sayfa 110 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
"Sevişmek"miş! söyleyin işte, şunun adını! Baka ben de kibarlaşmışım anlaşılan, o en yasak kelimeyi dile getirmekte zorlanır olmuştum. Hadi, "sevişmek"le idare edelim diyeceğim ama, göz göre göre gerçekleri bu kadar saptırmak olur mu? eylemlerin en dehşet vericisine, en sapıkçasına, en şiddet dolu olanına nasıl, nasıl alay eder gibi "sevişmek" diye ad takarlar?
