Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Yasemin Alan
Yasemin Alan
@yasminavara
Naif ve merak uyandıran anlatım tarzıyla başta ilgimi çeken bir kitap oldu. Ancak sayfalar ilerledikçe daha önce okuduğunuz bir hikayeye devam ediyormuş gibi hissediyorsunuz. Çünkü seçilen konu, kitaplarda ve filmlerde daha önceden defalarca işlenilmiş, klişe olarak tanımlayabileceğimiz cinsten. Yine de, tatildeyseniz ve kafanızı çok yormayacak bir kurguya sahip bir kitap arayışındaysanız keyifle okuyabilirsiniz.
Bir oturuşta okunup bitirilebilecek bir kitap "Onlar Göçtü Buradan". Beyin göçü nedenleri, göçmenlerin ülkeriyle ilgili en çok özlediği şeyler, ülkelerinde neler düzelirse geri dönebilecekleri gibi konulara değinilmiş. Aslında hepimizin bildiği nedenler bunlar, bu açıdan farklı bir düşünce katmıyor insana. Ancak kitabın samimi bir dille yazılmış olması ve yazarın da kendi ülkesinden uzakta yaşıyor olması, kitaba farklı bir boyut kazandırmış. Kitabı ilk elime aldığımda, resmi bilgilerle ve istatistiklerle boğulacağımı sanmıştım, ama hiç beklediğim gibi olmadı. Amin Maalouf - Doğu'dan Uzakta ve Küçük Kara Balık kitaplarından, şiirlerden alıntılar yapılmış ve bu da okura daha keyifli bir okuma olanağı sunmuş. Yazarın bir diğer kitabı "Telgraftan Tablete" de ilgimi çekti, okuma listeme ekleyeceğim.
Daha ilk sayfalardan belli olan bir cinayet konusu işleniyor kitapta. Sahte tablo ustası Gaspard Winckler'ın iç dünyası yoğun bir şekilde anlatılıyor; pişmanlıkları, hataları, hayatını yeni baştan kurma isteği okura aktarılan duygulardan bazısı.. Kısa kısa ve birbirinden bağımsız cümleler, kitabın özümsenerek okunmasını zorlaştırmış. Bu nedenle benim için okuması zor olan kitaplardan biri oldu. Yaşanılan olaydan ziyade, karakterin iç hesaplaşmalarının ön planda olduğu bir kitap. Ayrıca kitabın yazarı, "Kayboluş" romanında -e harfini hiç kullanmamasıyla da tanınıyor.
Okur Takip Önerileri
Rastlantıların yaşamımızı büyük ölçüde değiştirebileceğini kanıtlar nitelikte bir eser olmuş "Ay Sarayı". Marco'nun hayat hikayesini okuyoruz ve çoğunluğun sürdüğü gibi bir hayat tarzı seçmiyor kendine Marco. Bu yüzden bu sıradışı hikayeyi okurken sıkılmıyorsunuz, aynı zamanda sürükleyici bir anlatıma sahip. Kitapta iki ayrı karakterin de hayat hikayesine odaklanılıyor. O kısımları okurken keşke Marco'nun hayatının daha ön planda olduğu bir kitap olsaydı diye düşündüm. Yine de film tadında güzel bir kitaptı, tavsiye edilir.
Türkiye'nin önemli yazar, ozan ve kitapları hakkında yazılmış denemelerden oluşuyor kitap. Adnan Binyazar, eleştirel bakış açısıyla birçok sanatçı ve eserlerini son derece özenli ve güzel kullanılmış bir Türkçe ile değerlendiriyor. Özellikle şiir okumayı seviyorsanız bu kitabın size daha çok hitap edeceğini düşünüyorum. İsmini daha önce duymadığım yazarlar ve eserleriyle tanışmış oldum. Değerlendirilen eserleri daha önceden okumuş olsaydım, bu kitabı da daha büyük bir zevkle okuyacağımı hissettim.
Köpekli Çocuklar Gecesi, Türk edebiyatının ekolojik distopyalarından biri. Yıllardır durmaksızın doğaya verdiğimiz tahribat sonunda kendi yüzünü göstermiş; küresel ısınma had safhaya ulaşmış, mevsimlerin zamanı kaymış ve insanlar kuraklık ya da aşırı yağışlardan dolayı oldukça zor bir hayat sürüyor. Toplum, yine bildiğimiz gibi, panik ortamının oluşmaması için, gerçeklerin üstü örtbas edilerek ve çarpıtılarak yönetiliyor. Dünyanın sonu geldi mi, yoksa yeni yaşamlar için hala umut var mı ikilemi içerisinde devam ediyor kitap. Yer yer tekrara düşmüş olsa da verdiği mesaj itibariyle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Gezegenimiz için durumun ne kadar kritik olduğunu, ekolojik dengenin tamamen bozulması sonucunda yakın zamanda yaşanacak felaketin acı bir örneğini çiziyor. Okunması tavsiye edilir.
İşyerlerindeki mutsuzluğun temel nedenlerini araştıran bir yazarın kitabı "Kurumsal Kobaylar". Başta, iş hayatında yaşanan olumsuz durumların uzun uzadıya açıklanması sebebiyle biraz sıkılmıştım. Bir paragraftan diğerine geçerken konuların keskin bir şekilde değişmesinden dolayı anlam bütünlüğünü yakalayamadım. Kitabın sonlarına doğru okumaktan daha çok keyif almaya başladım. Umut vadeden birtakım gelişmelere daha çok yer verilmesinin katkısı olmuş olabilir. Kitap genel olarak, beyaz yaka çalışanlarının çektiği sıkıntılar ve işverenlerin buna karşı umarsız tavrını, yönetim şeklini konu alıyor. Silikon vadisi şirketlerinden çok fazla söz edilip örnek gösterilmiş. Eğer siz de bir çalışansanız, işyerinizde maruz kaldığınız davranışların benzerlerine bu kitapta sıklıkla rastlayacağınızı düşünüyorum.
Michelle Obama'nın özellikle kadınlara ilham veren hikayesini, siyahi olmanın getirdiği zorluklarla başa çıkma mücadelesini ve çocuklarını olabildiğince kendinden emin, ayakları yere basan ama aynı zamanda özgürlüklerini de doyasıya yaşayabilecek şekilde yetiştirme çabasını büyük bir keyifle okudum. Sorumluluklarımızın, annelik içgüdülerimizin birbirine ne kadar benzer olduğunu yeniden hatırlattı bu kitap bana. Başkalarına yeni kapılar açmamızı ve birbirimizi içeri davet etmemizi öneriyor Michelle Obama, ancak bu şekilde önyargılarımızdan kurtulabileceğimizi belirtiyor. Bu kitabı okumaya başlamadan önce tam da yaptığım gibi. Kalın bir kitap olmasına rağmen, akıcı ve merak uyandıran anlatımı sayesinde bir çırpıda bitirdiğim bir kitap oldu, belgeselini de merak ediyorum. Beyaz sarayda yaşamanın nasıl bir his olduğunu, seçim kampanyalarının stresli dönemlerini ve her annenin içinde çocuğuna daha iyi bir hayat sunabilme telaşını kitabı okurken ben de içimde hissettim. Sosyal sorumluluk projelerinin önemini hatırlatması açısından da değerliydi bence. Benim için okuması keyifli bir kitaptı, tavsiye ederim.
Kitabın dili akıcı ve kolay okunuyor, ama kurgusunu beğenmedim maalesef. Hiç tanımadıkları biri için karakterlerin kendilerini bu kadar tehlikeye atması bana çok mantıksız geldi. Bu nedenle kitabın başından beri tatminsiz bir şekilde okumaya devam ettim. Bunun dışında Şili, Brezilya ve Guatemala olmak üzere üç ayrı yerde olaylar gelişiyor, kitap boyunca göçmenlik konusu işleniyor. 10 üzerinden 6 puan olarak değerlendiriyorum kitabı.
