Kadının insana derin bir keder, dipsiz bir umutsuzlukla bakan gözleri her türlü sevinci bastırdığı için mi, bütün damarları dışarıya vurmuş ama kanı çekilmişçesine, her zaman buz gibi soğuk elleri bu yaz sıcağında bile içini ürperttiğinden mi, göğsünü kaplayan irili,ufaklı çiller yıllar yılı sandık diplerinden çıkarılmamış çeyizlerin yararsız eskimişliklerini anımsattıklarından mı,bilinmez, daha ilk günden beri, yaşamın hazza dönüşmüş geçiciliği yerine, ölümün ürpertisini duyuyordu bu sarılışta, boynundaki buzdan kollar bir daha hiç çözülmeyecek,burada, bu kolların arasında sonsuza dek ağır ağır, göze göze çürüyecekmiş gibi bir duyguya kapılıyordu. Böylece bunca yıllık canlı,sıcak,devingen yaşamını sürdürmek varken, her sabah erkenden kasabadaki küçük eve gelerek sabırsızlıkla beklemeye başlıyor,kadının soğuk kollarını çözüp gitmesinden sonra da, ölümün eşiğinden dönmüş gibi, ne yapacağını, ne düşüneceğini bilemeden, öylece uzanıp kalıyordu. Düşünebildiği tek şey, bundan böyle bu kadından başka hiçbir kadına el sürmek istemediği, bunun da artık bir geriye doğru sayma noktasına geldiğini gösterdiğiydi. Kısacası,gerçekten acıklı bir durumdaydı.
Aykırı Öyküler
Aykırı Öyküler
doğru dürüst bir tatil yapmadan mı geçecek koca yaz?
Reklam
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bu romanı büyük bestekârımız Eyyubi Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf ediyorum" AHT Mahur Türk müziği makamlarının en önemlilerinden biri, Tanpınar'ın romanlarında Ebubekir Ağa'nın, Dede Efendi'nin ve Neşati'nin mahur besteleri geçiyor. “Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20236,2bin okunma
Kışın en soğuk zamanında, ben nihayet içimde yenemediğim bir yaz olduğunu öğrendim.
“Ömür boyu sürecek bir aşkla karşılaştırıldığında bir yaz mevsiminde yarım kalan nakışların, gürültü, pislik ve kötü kokuların ve sürekli bir sonraki öğünde ne yeneceğini düşünmenin ne önemi olabilir ki? Ayrıca, eğer benimle evlenirse bunu sürekli yapmam gerekecek ve buna alışmakta fayda var.”
İstediği, bir yaz romanının basit şiirselliği değildi.
Sayfa 33 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Değil mi ki...
şehrin üstünde tozlu bir ay silkinmektedir mevsim yaz olmuş sonbahar olmuş ne umurum değil mi ki o büyük istifhamın üzerindeyiz birbirimizi seviyoruz ve sevgimizden şüphe ediyoruz
Maide,83 l ⚘
Resûl’e inen (vahyi) duyduklarında, tanıdıkları hak nedeniyle gözlerinin yaşla dolduğunu görürsün. Derler ki: “Rabbimiz! İman ettik. (Öyleyse) bizi şahitlerden yaz.”
Zamanın, ateşin ve ölümün Boyası beyaz. Aşkın, yalanın, kinin rengini Kırmızı yaz. Düşlerin, sevi'nin ve saygının giysilerini Maviye boya. Yoksulluğun, umutsuzluğun ve ayrılık gömleğini Kara çiz. Özdemir Asaf/Yalnızlık Paylaşılmaz
Halalarında kaldığı yaz Nehludov’un içi baştan başa heyecan doluydu. Bu hal bir gençte hayatın güzellikleriyle önemini, insanoğluna verilen işin büyüklüğünü başkasının söylemesiyle değil, kendiliğinden ilk olarak kavradığı zaman görülür.
Reklam
Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin Sen ülkemin yaz geceleri gibisin Saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında Beni unutma Ah! saklı gülüm Sen hem zor hem güzelsin Şiirlerimin ılıklığında açılmalısın Sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi Sen memleketim kadar güzelsin Ve güzel kal”
Başımızın üzerinden geçip giden çaylaklardı. Joro yine de onları izlemeye devam etti, sırf zevk için. Yaz akşamının ürkütücü sessizliğinde, yırtıcılara baktım. Birden insanın tanımadığı erdemin, o nefis hafifliğin ne olduğunu anladım. Kuşlara bakınca kuşların dünyasından, kanat çırparak ilerleyen bu doğal zarafetten daha büyülü bir şey olamayacağını fark ettim..
Sayfa 39 - Doğan KitapKitabı okuyor
7/Araf Suresi
156. Bize, bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Biz Sana yöneldik. Allah: "Azabıma hak edeni uğratırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu, takva sahibi olanlara, zekatı yapanlara ve ayetlerimize inananlara yazacağım." buyurdu.
Bu Ramazan sanki çok durgun ve sakin geçiyor, sadece bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama hakkıyla Ramazan ruhunu yaşayamıyoruz sanki. Belki yaz mevsimi olmadığı için belki de insanların artık “Ramazan da neymiş” diye göz aldı ettikleri için.Eskiden olsa sahurda “ya o son suyu içmeyecektim” derdik susayacağımız bile bile…Şimdi ne bileyim ya ben büyüdüm ya da insanların günahlardan dolayı kalpleri katılaştı bilmiyorum.Ama keşke yılbaşına diğer resmî günlere verdiğimiz değeri “Ramazan’a” da verebilsek…
Sabahattin Ali'nin, eşi Aliye Hanım'a yazdığı mektup
“Benim Sevgili Aliye’m, Mektubunu aldım. “Ben fena kız değilim, senin meyus olmayıp saadetin için hayatımı şimdi fedaya hazırım!” diyorsun. Aliye, bana böyle şeyler yazma… Sonra ben sana deli gibi âşık olurum. Senin ne iyi kız olduğunu biliyorum. Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu. Bundan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.