Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmed Davudoğlu

Ahmed DavudoğluDini Tamir Davasında Din Tahripçileri yazarı
Yazar
Çevirmen
9.0/10
73 Kişi
302
Okunma
77
Beğeni
4.907
Görüntülenme

Ahmed Davudoğlu Sözleri ve Alıntıları

Ahmed Davudoğlu sözleri ve alıntılarını, Ahmed Davudoğlu kitap alıntılarını, Ahmed Davudoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yalancılık, dolandırıcılık, rüşvet, kumar, hırsızlık, huysuzluk almış yürümüş!.. Kısacası Müslüman dinen ölmüştür. Fakat ne yazık ki, dünya itibarıyla da sağ değildir... Yeni çağ açılalıdan beri Avrupalı dirilmeğe, Müslüman ise ölmeye çalışmıştır. Nihayet bu iş de bitmiş ve dünyada insanca yaşama sa'y ve gayreti de nöbet değiştirerek Avrupalının elinde kalmış; onun malı olmuştur. Yâni dün dinde, ilimde, medeniyette, kuvvette cihana parmak ısırtan muazzam bir vücut hâke serilmiş yatıyor. Lâ havle velâ kuvvete illâ billah!..
Benim en gücüme giden cihet şudur: Garptan yeni bir moda geldimi, Şarkın din âlimi hemen kitaba sarılıyor. Acaba İslâmiyet'te bu caiz değil miymiş diye araştırıyor. Hele az çok yakışır bir taraf bulursa seyredin velveleyi!.. Efendim bu zaten İslâmiyet'te varmış da şimdiye kadar nedense söylenmemiş... Bu zavallı düşünmüyor mu ki, Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- "Her kim bir kavme benzerse o da onlardandır" buyurmuştur. Ulema bu hadisi şerh ederken, bir kimse inanç, âdet ve giyimde kasten bir millete benzerse dinden çıkar demişlerdir. Şu hâlde boş yere imanı tehlikeye atmanın bir manası var mıdır? Hadis-i şerifte beyan edilen hususattan başka yerlerde onlarla temas, alışveriş vesaire caizdir. Avrupa'dan gelen nesne, fenne, tekniğe dair bir şeyse alınır. Zaten Avrupa'da müspet ulûm matematik, fen vesaier eserlerini Müslümanlardan almıştır. Biz de biraz onur olsa alacağımızı onlardan değil, eslâfın bıraktığı kütüphaneler dolusu eserlerden alırız. İslâm eserleri Şarkın değil, Garbın bile kütüphanelerini doldurmağa yetmiş, artmıştır. Hele Cabir b. Hayyan namında bir İslâm âlimi gelmiştir ki, binden fazla eser bırakmıştır. Avrupa bu zatın eserlerinden pek çok istifade etmiştir.
Reklam
herkese Hüsn-ü Zanla bakanlara
Fakat meşru bir sebepten dolayı bir kimseyi zem ve gıybet etmek haram değildir. Meselâ fasık ve sapık bir kimsenin zemmi mubahtır. Onun kötülükleri başkalarına da söylenebilir. Ta ki ibret alsınlar da onun gibi yapmasınlar.
Biz de deriz ki; Kur'ân-ı Kerim'de Müslüman kadının tesettürü hakkında bir değil, birçok ayetler vardır. Hele Ahzâb sûresi bunlarla doludur. Yalnız bunları görmek için evvelâ Cenâb-ı Hakk'ın insana basar ve basiret ihsan buyurmuş olması şarttır. Hak aşıkı bir insana sadece şu âyet yeter: "Ey Peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle de üzerlerine örtülerini indirsinler! Bu onların tanınıp eziyet edilmemelerine daha elverişlidir" (Ahzâb Suresi, 59. Ayet)
Aziz din kardeşim! Mezhep meselesinde ne kadar yazsam azdır. Mezhepsizlik cereyanı öyle bir fitne, öyle bir bid'attir ki, İslâmiyet'i içinden yıkmağa çalışıyor. Cenab-ı Hak milletimizi bundan ve öteki bid'at ve fitnelerden korusun. Âmin.
Mezhepsizler mi daha sapkın Şia mı diye insan bi düşünüyor...
Mevdûdî'nin cemaatinden ilmi ile tanınan Müftü Muhammed Yusuf, bana bir defa reddiye olarak yazdığı makalesinde: "Kur'ân bütün peygamberlerin asî ve günahkar olduklarını beyanla doludur. Sen ise onlar için masumiyet iddia ediyorsun" diyordu. Allah'a sığınırız.
Reklam
Ezher mecellesinde okuduğuma göre Mısır'da ilk masonluk locasını Şeyh Muhammed Abduh kurmuştur. Rivayet ediliyor ki, Ezher ulemasının meşhurlarından Şeyh Bahît de masonmuş. Hatta akrabasından ve Ezher ulemasından bir zat son günlerinde bu masonluk meselesini kendisine sormuş da Şeyh Bahît onu şiddetle terslemiş ve böyle şeylerden menetmiş.
İçki meselesi o kadar tabil konuşuluyor, o kadar utanmadan sıkılmadan iftihar mevzuu oluyor ki, dindeki hükmünü bilmeyenler içilmesini Sünnet zannederler....
Cihad
Ancak kendilerine Müslümanlık tebliğ ve teklif edilen gayri müslimler işi tatlılıkla halletmez de kavgaya ve harbe kalkışırlarsa bu sefer kendileri ile harp edilir. Çünkü Müslüman tehlikeden korunur. Fakat korkak olmaz. İşte İslâm'da cihat denilen vazife budur. Müslümanlar on dört asırdır bu mukaddes vazifeyi seve seve yapagelmişlerdir. İslâmiyet'i tebliğ uğrunda ekseriyetle harbe mecbur edilmiş ve Allah'ın inâyetiyle bu harplerden yüzde doksan dokuz muzaffer olarak çıkmışlardır. Bazen muvaffak olamadılarsa onun da sebep ve hikmetleri vardır.
Evet, dinimizin sâfiyetini tehdit eden bid' atlerin en tehlikelisi, en öldürücüsü mezhepsizlik cereyanıdır. Cenâb-ı Hakk cümle Müslümanları bu muzir cereyandan ve taraftarlarının şerrinden korusun. Âmin... Ubeydullah Küçük
Reklam
Cenab-ı Hakk "Başınıza ne belâ gelirse kendi yaptıklarınızdan dolayı gelir; birçoğunu da Allah affeder " (Şuarâ Suresi 30. Ayet) buyuruyor. İtalya'da milâttan 79 sene sonra Vezüv yanardağının lâvları altında kalarak hayvanıyla, dükkânlarındaki peyniriyle, zeytiniyle taş kesilen Pompei şehrinin dili olsa da söylese... Bugün bu şehir hafriyat neticesi meydana çıkarılmıştır. Görenlerin anlattıklarına göre taşlaşan insanları, peynirleri, yumurtaları, zeytinleri müzeler dolusuymuş. taş olmuş insanların bir kısmı hususi bir müzeye konmuş, çocuk yaşta olanlara gösterilmezmiş. Sebebi çok mühim ve çirkin... Çünkü lutîlik hâlinde taş olmuşlar!.. Bundan sonra bu şehrin neden battığını anlamak güç değildir. Cenâb-ı Hakk Lut kavmini de bu sebepten mahvetmedi mi? Kullarının işlediği suçların çoğunu bağışlamakla beraber işlenen cürümler af sınırını aşarsa, akıbet işte böyle olur; Allah her şeye kadirdir.
Bir insanı takdir hususunda hatalarını gizleyecek derecede ileri gidilirse bu hâl onu putlaştırmak olur ki, böyle bir sevgi ve saygıda asla hayır yoktur.
Merhum Mehmed AKİF
Akif Beyi sevenlerden bazıları burada bana tekrar kırılabilir. Böyle bir şeyi arzu etmemekle beraber, sırf bu kardeşlerimizi gücendirmemek için onda gördüğüm hatalarını da sevap zannederek o hatalara tabi olacaklar, bu suretle Akif Bey merhumun aziz ruhunu rencide edeceklerdi. O büyük zatın, ruhunu rencide etmektense, sağ kalan bazı hayranlarının gönlünü istemeyerek de olsa kırmayı ehven gördüm. Zaten bu kardeşlerimiz de iyi düşünürlerse bana kırılmazlar. Çünkü ben, Akif Bey merhumu-hâşâ küçültmedim. Bir iki hatasını söyledim, o kadar. Unutmamalı ki, insan ne kadar büyük olursa olsun hatadan salim değildir. Peygamberân-ı izâm bile zelle denilen ufak tefek hatalardan hâli kalmamışlardır. Onların hâli böyle olunca sair insanlara ne kalır?..
Şüphesiz zamanda kör fitneler zamanıdır. Nitekim Buhârî ile Müslim'in hadislerinde bir adam hakkında "Ne akıllı ne zarif adam! Ama kalbinde hardal tanesi kadar iman yok!" buyurulmuştur. Allah'a sığınırız.
Ahmed davudoğlu hocamızın vasiyeti
Bu vasiyet, biri bütün din kardeşlerime, diğeri şahsıma ait olmak üzere iki kısımdan ibarettir. Bütün din kardeşlerime vasiyetim şudur: Her şeyden evvel imanınızı korumaya çalışınız! Allah'a iman, bize bahşedilen nimetlerin en büyüğüdür. O öyle paha biçilmez bir pırlantadır ki; kazanılması kolay, fakat muhafazası son derece müşkildir. Çünkü
677 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.