Ahmet Şık

İmamın Ordusu yazarı
Yazar
8.5/10
242 Kişi
898
Okunma
87
Beğeni
6,6bin
Görüntülenme

En Eski Ahmet Şık Gönderileri

En Eski Ahmet Şık kitaplarını, en eski Ahmet Şık sözleri ve alıntılarını, en eski Ahmet Şık yazarlarını, en eski Ahmet Şık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1980 darbesi sonrası yükselen dinci-gerici fikri akımlar içinde Fethullahçılar mayası en iyi tutan örgüttü. Bunda hem darbe döneminin hem de Turgut Özal liderliğindeki sözüm ona sivil ANAP iktidarı döneminin tüm nimetlerinden faydalanmasının etkisi de yadsınamaz bir gerçek elbet.
Gülen hareketi daima ülkenin hem görünürdeki hem de gerçekteki “iktidarına” yakın durmayı seçti. Refah Partisi ve lideri Necmettin Erbakan’ı iktidardan indiren 28 Şubat sürecinde faydalanılan isim olan Fethullah Gülen, kendisiyle işi biten askerin gücünü tırpanlamak istemesiyle aleyhinde açılan bir dava nedeniyle ABD’ye "hicret" ! etmek zorunda kaldı.
Reklam
1980’li yılların ortalarından itibaren de cemaatçiler, gelecekte Türkiye’yi yönetecek kadroların yetişmesi planı olan “Altın Nesil” projesi kapsamında eğitim yoluyla bürokrasiye girmiş Işık Evleri’ nden mezun öğrencilerden polislik mesleğine yönlendirilenler de 1987-91 yılları arasında Polis Akademisi, Polis Koleji, Polis okulları ve bazı emniyet daire başkanlıklarında etkili olmaya başlamıştı.
Özal İktidarı
Gülen cemaatinden gelen baskılarla 1984 yılında Polis Akademisi Yasası’nda yapılan bir değişiklikle lise ve üniversite mezunlarına doğrudan Polis Koleji’ne girme imkânı tanındı. Daha önce sadece Polis Koleji’nden mezun olanların devam edebildiği Polis Akademisi’nin ilk ve son sınıflarına dışarıdan da öğrenci alınmasına ilişkin yapılan bu düzenleme emniyet içindeki sistematik Fethullahçı örgütlenmenin de miladıydı.
Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel de Gülen hakkında 1 yıldır yürüttüğü soruşturmanın sonuna gelmişti. Savcı Yüksel 3 Ağustos 2000’de, Gülen’in tutuklanması talebiyle nöbetçi Ankara 2 No’lu DGM yedek hâkimliğine başvursa da birkaç gün sonra mahkeme bu talebi reddetti. Bunun üzerine Ankara 2 Nolu DGM Fethullah Gülen hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkardı. Gülen’in firari kaçak durumu çok sürmedi ve 28 Ağustos 2000 günü gıyabi tutuklama kararı kaldırıldı. Askerin öfkesini çeken bu kararın ardından Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu, adını vererek Gülen’i hedef gösterdi ve gıyabi tutuklama kararının iptal edilmesini cemaatin yargıya sızması olarak değerlendirdi. Her fırsatta hiç bir illegal yapılanma ve örgütlenme içinde olmadığını dile getiren Gülen hakkında düzenlenen iddianame Ankara DGM Başsavcılığı’nca 22 Ağustos 2000’de kabul edildi. 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/1. maddesi uyarınca, “Anayasal sistemi değiştirerek yerine İslamî esaslara dayalı devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu” iddiasıyla Gülen hakkında 10 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Kendisi de, ardında cemaatçilerin arandığı bir “seks kaseti komplosuyla” önce görevini, sonra da tüm itibarını yitirecek olan Nuh Mete Yüksel’in hazırladığı iddianame, neredeyse Saral ve Ak ekibinin kaleminden çıkmış gibiydi. Telekulak davasının sanıkları olan bu polis müdürlerinin yaptığı çalışma sırasında kendilerine gönderilen rapor ve tutanaklardan yola çıkılarak hazırlanan iddianameyle ilgili dava 16 Ekim 2000’de görülmeye başlandı. Yaklaşık 2,5 yıl sürdükten sonra da 10 Mart 2003’te sonuçlandı. 1971 darbesinden sonra 3 yıl ceza almışken 7 ay sonra Ecevit hükümetinin çıkardığı afla özgürlüğüne kavuşan Gülen, bu kez de Rahşan Affı olarak bilinen 2000 yılı Aralık ayında çıkarılan 4616 sayılı Af Yasası uyarınca, aynı suçun 5 yıl içinde tekrar işlenmemesi koşuluyla davası kesin hükme bağlanmadan ertelenerek kurtuldu.
Reklam
414 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.