Mimar çıkana kadar üniversiteden, kayda değer bir şey yaptığı yok. Sonra “Yarışmacı Mimar” olmayı kafaya takmış ki her kamu yapısının mimari yarışmayla projelendirilmesi için çaba sarf eder durur. İnternet Sizden Korksun ve Kim Korkar Internet’ten isimli iki kitap yazmış,
sonra da SketchUp kitabı... Gazetelerde 10-15 günde bir yazısı çıkar. Eşi dostu okur, o kadar. Sinema filmi, bazı dizi filmler, saat, kitap, defter
ve kalem sever. Tabii güzel yazı da… Şu anda Doçentin yardımcısı Doktor. Ha bir de Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nde dekan yardımcısı. Asıl kimsenin itiraz etmeyeceği bir özelliği var. Ders vermeyi çok sever, öğrencilerle olmayı onlara mimariyi sevdirmeyi, mimarlıktan konuşmayı tercih eder devamlı. Bir de ne varsa artık şu İstanbul’da hep İstanbul konuşur sağda solda… Güzeller güzeli iki kızı ve eşiyle hâlâ 52 yıllık bir apartmanda
Fenerbahçe’de Kalamış Koyu’nda yaşar. Her şeyi bilmekle mükellef zannediyor kendisini ama aslında gerçekten tam olarak bildiği tek şey, hiçbir şeyi tam olarak bilemediği. Şükür ki şükür.
Biliyorum ki cacığı cacık yapan, içindeki hıyardır. Tamam, kabul ettim de devasa bir cacık kabındaysak bu dünyada neden hıyarlar benim dibimde olurlar ki hep...
Öyle ki sanki küçükken havale geçirdiğinden ya da beşikten düştüğünden zeka geriliği yaşayan, ancak bayramda seyranda hatırlanacak, iddiasız uzak akraba gibi görülüyordum.
Spoiler vermeyeceğim,
Lakin belirtmek isterim ki çok çok keyifli bir roman, bir oturuşta keyifle oturup okuyup bitirtiyor kendini.
Dili akıcı, uslubu güzel, eğlenceli.
Her sayfayı soluksuz okumak istiyorsunuz.
Kafa dağıtmak isteyenlere tavsiye edilir.
YATAĞINDAN KALKMAZ UYURGEZERİN MACERALARI
USTURA
Ahmet Turan Köksal
397 sayfa
Merhaba kitap severler, A. Turan yeni tanıştığım bir yazar. Akıcı bir kalemi var. Kitabın sonuna geldiğimde hoppa noldu şimdi derken, son sayfayı da çevirince gördüm ki, kitabın devamı var.
Kahramanımız Mustafa mimar evli çocuklu bir zat. Uykusunda yolculuk fikrine takılıp kalmış. Veee bir gün 1800 İstanbulu nda uyanr. Okuyunuz neler olur.
Keyifle efendim.
Dikkat spoiler içerir.
Şeracettin Aziz İzci, doğumundan sonra hayatı boyunca ne anasına ne babasına hayrı dokunan şımarık bir çocuktur. Hiçbir şeyden anlamayan bu çocuğu ıslah etmesi için babası Bulur Tuhafiye adında bir dükkanı bir yıllığına kiralar ve oğluna orada çalışmasını emreder. Kısa süre içerisinde hem annesi hem de babası kanserden ölen Aziz, vicdan azabı ve Mehmet adındaki Dayıbey lakaplı dayısını zorlamasıyla tuhafiyede çalışmaya başlar. Ancak bu dükkan gariptir. Aziz dükkan içerisinde kayıp eşya ve canlı insanların yerini şıp diye bulabilmektedir. Ancak bu yetenek kendisi ve dayısına bela olacaktır. Esra adlı kadının bağlı olduğu teşkilat Aziz ile beraber çalışmak istemektedir ancak Aziz bunu istememektedir. Dükkan da kendisini yok edeceklere karşı korumaktadır. Acaba Aziz ve Dayıbey bu işe bir çözüm bulabilecek midir? Aziz'in yaşantısı bundan sonra nasıl devam edecektir? Keyifle bir solukta okunan bir roman.