Kitabı inceleyecek kadar okuyamadım
90 sayfa okudum ve daha da zaman kaybetmek istemedim karakterlerin iç dünyasının dışında bir şey bulmak imkansız gibiydi. Yarım bırakmaktan nefret etsemde bu gerçekten zaman kaybı olacak gibi hissettim...
"Hayatını değiştiren, geçmişin acısı ve hayal kırıklığı değil, o acıda takılıp kalmak ve bunun aşılmaz olduğunu düşünmek olmuştu.”
Kaderin acımasızca ellerinden aldığı mutluluğu geri kazanmak için savaşan üç güçlü kadın Else, Zelda ve Maria'nın hiç beklenmedik şekilde kesişen hayatları, onlara her şeyin yolunda olduğu zamanlara dönebilmek için yeni bir kapı açacak mıydı?
Üçü de içinde bulundukları kafesten, güneşi görebiliyor fakat ona ulaşamıyorlardı. Kilitlerini kırıp güneşe uçabilmek için yalnızca kendilerine inanmaya ve sabretmeye ihtiyaçları vardı.
Belki de mutluluk, insanı kendisine karşı kayıtsız olduğu zamanlarda buluyordu.
Sevgili yazar, sen bu satırları okurken -ki ruhun bile duymayacak ne okuması- ben uyuma hazırlıkları içinde olacağım. Sana şunu tüm kalbimle sormak istiyorum:bu kitabı yazmaktaki amacın neydi? En "çerez" denen kitaplardan bile mutlaka bir şey bulup öğrenen ya da daha önce öğrendiğini hatırlayan ben,bu kitaptan hiçbir şey alamadım. Evet betimlemeler ve psikolojik tasvirler iyiydi ama bütün kitabı kaplamasaydı daha çok okunası olurdu sanki. Bir de kitabın adıyla neredeyse alakasız olaylar zinciri vardı. Nerden koymuş ki bu adı,diyecekken Maria olaya açıklama getirdi. Bir sonucu bile yoktu. Okumayı düşünenlere nacizane önerim;lütfen başka kitap okuyun bunu da düşmanınıza hediye edin biliyorum çok zalimce oldu,ama hak etmeseydi
İçeriğine gelelim;annesinin ölümünü atlatamayan Else;erkek ikiz kardeşinin ve önündeki 6 ablanın gölgesinde büyüyen Zelda psikolojik sorunları olan insanlar ve aynı psikoloğa gidiyorlar. Bekleme salonunda karşılaşa karşılaşa arkadaş oluyorlar. Derken sahneye intihar eden Maria giriyor. Maria da tıpkı onlar gibi psikolojik sorunları olan biridir. Sonuç mu,yok işte. Okumayın bu kitabı,net. Hadi kitapla kalın