Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aydın Çubukçu

Aydın ÇubukçuBizim 68 yazarı
Yazar
8.3/10
45 Kişi
204
Okunma
17
Beğeni
4.391
Görüntülenme

Aydın Çubukçu Sözleri ve Alıntıları

Aydın Çubukçu sözleri ve alıntılarını, Aydın Çubukçu kitap alıntılarını, Aydın Çubukçu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Alpaslan'dan örnek vermek isterim; ben Alpaslan kadar kendisini az düşünen ya da hiç düşünmeyen bir insana hayatım boyunca rastlamadım. Nurhaklar'da mağaranın hemen girişinde yatardı. Bütün yoldaşlarını kuru yere yerleştirdikten, yatırdıktan sonra, kendisine kuru yer kalmazdı genellikle, mağaranın hemen girişinde yatardı. Unutmuyorum, Nurhaklar'a ilk geldiğinde ayaklarında çok güzel postallar vardı. Başka bir arkadaş kendi postallarının ayağını sıktığını söyledi. Alpaslan'ın postallarına ilişti gözü. Alpaslan, hiç düşünmeden çıkardı verdi postallarını. Ve vurulduğunda ayaklarında olan lastikleri giydi. Yün çorabı çekti üstüne, cıslavet lastikleri giydi. Alpaslan'ı liseden beri tanıyorum, bütün hayatı boyunca böyleydi. En zor işlere Alpaslan koşardı, en zor olan şeylere gönülllü olarak ön ayak olurdu, kendine böyle bir şey önerilmesine hiç gerek yoktu zaten, zorluklar Alpaslan'ındı."
Sayfa 253Kitabı okudu
Yeryüzünde zenginler ve yoksullar oldukça, yeryüzünde ezenler ve ezilenler oldukça herhalde onların düşüncesi sürekli gündemde kalacaktır. Deniz Gezmiş ve arkadaşları bu anlayışta gençlik önderleriydiler. Bu bakımdan geçerlilikleri bugün de varlığını koruyor ve son derece önemli şekilde koruyor.
Reklam
Gençlik hareketi, egemen sınıfların denetiminde ve kendi çelişmeleri içinde koz olarak kullanılabilecek nitelikteyken "masum gençlik hareketleri" olarak adlandırılıyordu, sonra, resmi açıklamalarda ve basında, hareketin adı "anarşi ve terör" oldu.
Sayfa 180Kitabı okudu
Şimdi bu düşmanlarımız, görünüşe bakıp kendilerini güçlü zannetmektedirler. Oysa asıl güçlü olan devrimcilerdir. Çünkü tarihin çarkı, devrimcilerden yana dönmektedir.
Sayfa 104Kitabı okudu
İnsanın sömürüldüğünü anlaması aslında oldukça kötü bir hakikattir, ama bunu anlamış olmanın, nasıl büyük bir kıvanç verdiğini ben, işçilerde kendi gözlerimle gördüm.
"Amerikan donanması için eylemler yapılıyor. Ben sokakta bir kurmay albaya rastladım. Ne haber dedim. Küfrediyor. Gençliğe küfür ediyor. 'İki gündür uyku uyumuyorum' diyor. 'Ne istiyorlar' falan filan diyor. Ben, cebimden bir kağıt çıkarttım, yanlış anımsamıyorsam William Spreatte. 'Bu adamı tanıyor musun?' dedim. 'Yok. Tanımıyorum' dedi. 'Beşiktaş'ın önündeki Amerikan donanmasının kıçında yazıyor. Donanmada bir geminin ismi' dedim. 'Bana yabancı gelmedi, akşam eve gittim ansiklopediyi karıştırdım. 1900'lü yılların başında Amerikan emperyalizminin kuramını yapan adam. Aradan bu kadar yıl geçmiş, adam, o ideolojinin sonucu olarak buraya gelmiş. Seni teslim almak için. Ona eylem koyan insanlara sen küfür ediyorsun' dedim. 'Utanmıyor musun' dedim. 'Sen bilmezsin, senin başındaki de bilmez, onun başındaki de bilmez. Hepinizin belasını versin' dedim ve gittim. Herif iki gün uykusuz kalmış diye o eyleme karşı tepki koyuyor. Hiçbir şeyden haberi yok. Onun amacı mevcut düzeni korumak, o düzende kendi çıkarına bakmak. O düzene karşı sen geliyorsan seni düşman görüyor, öbürü gelse onu düşman görüyor."
Sayfa 62
Reklam
Cumhuriyet Türkiyesi’ndeki tekrarıydı diye düşünüyorum. Deniz’in bu devletin karşısında üstelik ilk defa sosyalist bir isyancı olarak ortaya çıkması, bu rejimi sürdürmekte onun devamını, sürekliliğini korumakta kararlı olanların zihninde, Deniz Gezmiş’i ortadan kal- dırmak tam bir kararlılık yaratmıştı.
Sayfa 197 - Deniz Gezmiş'i ortadan kaldırmak, bir gorevdi 12 Martcilar içinKitabı okudu
Evreni bir bağıntılar-ilişkiler örgüsü olarak düşünmenin ve bu bütünlüğü etkileyerek dönüştürebilme çabasının ilk izlerine, ilkel dinlerde, büyüde ve mitolojide rastlayabiliriz.
Rejim ne kadar çürümüş olursa olsun yönetim krizi ne kadar büyük olursa olsun, hatta buna karşı dikilen halk güçlerinin öfkesi ve şiddeti ne ölçüde yüksek olursa olsun, burjuva kapitalist sistemin yıkılabilmesi için, onun ulaştığı örgütlülük ve etkinlik düzeyini, sistem çapında parçalayacak güçlerin proletarya ekseninde birleşik ve bütünsel bir siyasal eylemi ortaya çıkmadıysa bu krizin devrime dönüşmesi olanağı da yoktur.
Michelin lastik fabrikasının bulunduğu Torino, aynı zamanda öğrenci eyleminin de merkezlerinden biriydi. Burada ilk örneklerini veren işçi-öğrenci birliği, yavaş yavaş diğer illere de yayılmaya başladı. 7 Mart'ta, yaşlılık sigortasına karşı ilan edilen genel grevde, öğrenciler grev gözcülüğü yaptılar.
Reklam
"Binlerce İstanbullu, Hürriyet Meydanı'ndan Taksim'e kadar yürüyerek Amerika' yı protesto etmişlerdir. Yürüyüşçüler, Dolmabahçe'deki bayrak direğinden Amerikan bayrağını indirmiş ve yerine İstiklal Marşı söyleyerek Türk bayrağı çekmişlerdir." Gazete, bu yürüyüşte şu sloganların atıldığını yazıyor: " Teksasın Ayısı, Süleymanın dayısı"," Ata binmiş eşekler, Millet sizden ne bekler", "Demirel Başvekil, İşçi, Köylü Aç-Sefil"...
Sayfa 60
Ahmed Arif
Ahmed Arif ’ten en çok Adiloş Bebe’yi okurdu. Hatta acı bir anı; o kadar alışmıştık ki özellikle akşam on birden sonra Deniz’in hücresinden gelen Ahmed Arif şiirlerine, bir gece şiirler sustu, gelmedi. 5 Mayıs gecesiydi ve bir gariplik olduğunu sezdik. O gece nöbetçi inzibat erlerinden, askerlerden biri gelerek ‘Abi, bu gece Deniz’i, Hüseyin’i, Yusuf ’u asmaya götürüyorlar’ dedi, ağlayarak geldi.
Sayfa 224Kitabı okudu
Rejim ne kadar çürümüş olursa olsun yönetim krizi ne kadar büyük olursa olsun, hatta buna karşı dikilen halk güçlerinin öfkesi ve şiddeti ne ölçüde yüksek olursa olsun, burjuva kapitalist sistemin yıkılabilmesi için, onun ulaştığı örgütlülük ve etkinlik düzeyini, sistem çapında parçalayacak güçlerin proletarya ekseninde birleşik ve bütünsel bir siyasal eylemi ortaya çıkmadıysa bu krizin devrime dönüşmesi olanağı da yoktur.
Sayfa 47
Her nesnenin ya da olayın, sonsuz sayıda ve sonsuz küçük öğenin birleşmesinden doğduğunu ve bunun önceki hareket tarafından nedensellikle belirlenmiş olduğunu düşünmek, daha başlangıçtan itibaren her şeyin değiştirilemez bir zorunlulukla bugünkü halini almaya doğru yöneldiği düşüncesiyle tamamlanır. Böylece evren, yalnızca belli bir yer ve o an içindeki ilişkiler içinde değil, sonsuz zaman içinde de, bağıntılı bir bütünlük olarak tasarlanmış olmaktadır.
265 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.