Nasıl tarif etmeli bu kitabın bende bıraktığı etkiyi? Hani böyle hiç yemediğin bir şeyi ağzına aldığında tanımaya, daha önce yediğin herhangi bir şeye benzetmeye çalışırsın ya öyle bir şey, yedikçe onun farklı olduğunu anlar, hoşuna gitmeye başlar, tam olarak bunu hissettim kitabı okurken. :) Evet, tuhaf bir inceleme girişi oldu ama başka türlü tarif edemezdim, kitabın başlarında nasıl bir kitap bu, ne anlatmak istiyor diye sorguladım, sayfalar ilerledikçe hayata dair küçük detayları yakalamaya başladım, yakaladıkça da anlamlandırmaya elbette. Kitabın içinde kullanılan isimlerse bir hayli ilginç geldi bana, muhtemelen fazlasıyla eski olduğu için. Bazen gülümsetti özellikle Ökçesiz Hanife öyküsü, bazen düşündürdü, bazen şaşırttı. Hayatın içinden samimi öyküler okumak isteyenlere, hayvanlar dünyasının küçük ama büyük anlamlar gizli dünyasına misafir olmak isteyenlere, bir de farklı bir üslupla tanışmak isteyenlere tavsiye ederim mutlaka. Yazarın da dediği gibi “varış noktası kaldırılmış bu maroton” nasıl anlamını bulur yoksa?
