Bu sefer yazmak için kitabın bitmesini bekleyemedim. O kadar keyif alarak okuyorum ki sanki yerli Jose Saramago hikayesi. Tabi tam olarak distopya diyemem, daha ziyade eğlenceli ve yaratıcı bir eser. Bülent Bey, bu kurguda, iyi bir terapist olmasının yanı sıra, dehasını ve yaratıcılığını ortaya koymuş. Bece, Mece gibi karakter isimleri, 3 kulaklı kedi, Zuko Dağı, letrab hastalığı, Metsispoli şehri... Paralel bir evrende yolculuk gibi.
Bülent Bey'in keşke daha çok kitabı olsa da okusam, devamını istiyorum!
"Özgür ruhlu ve ikonik-¦"
Hiçbir çağda birey olmak, bu kadar zor olmamıştı muhtemelen. ‘Yapma’ya odaklı günümüz insanı için ‘olmak’ büyük bir dert. “Olmak” benliğin çekirdeğini oluşturur, ne yaparsanız yapın “olma”dığınız sürece, yapılan her şey geçicidir ve tatmin etmez, çünkü bir anlama dönüşmez, anlamlı gelmez; boşluk duygusu baskın
Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz...
"Hepimiz suyun altındayız. Aşık olduğumuz anlarda, güldüğümüz ya da bir sanat eserine baktığımız anlarda suyun üstüne çıkıp ciğerlerimizi hava ile dolduruyoruz. Sonra tekrar suyun altına giriyoruz. Her an boğuluyoruz ama ölmüyoruz."
Mece'nin okuduğu o şiiri, içimden tekrarlayarak güç topluyordum. "Yürü yıldızlara doğru / Bütün evren senin evin / Belki çıkacak karşına canavarlar / Ama unutma, sen şiirsel adaletin değneğisin / Özgür olmamaktan kork / açlıktan ya da acıdan değil."
‘ İnsan, ya kendine ve başkalarına güçlü ve üstün olduğunu sürekli olarak kanıtlama ihtiyacı içinde olacaktır, ya da hayatı sevinçleriyle ve kederleriyle kucaklayabilecek bir güce sahip olacaktır. ‘