Edwin A. Abbott sözleri ve alıntılarını, Edwin A. Abbott kitap alıntılarını, Edwin A. Abbott en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şuradaki sefil yaratığa bak. Bu Nokta, bizler gibi, ama Boyutsuzluğun uçurumuyla sınırlı bir varlıktır. O, kendi kendinin Evrenidir; kendisinden başka hiçbir şeyi algılayamaz; hiç görmediği için ne Uzunluğu, ne Genişliği ne de Yüksekliği bilir; İki sayısından bile haberi yoktur; Çoğulla ilgili hiçbir düşüncesi yoktur; Kendi kendisinin Tek varlığı ve Her şeyi olduğu için gerçekte Hiçbir şeydir. Yine de kendinden ne kadar hoşnut olduğuna bir bak ve şunu bil ki kendinden hoşnutluk iğrençlik ve bilgisizliktir, gözünü yukarı dikmek körü körüne ve âcizane mutlu olmaktan iyidir."
Bütün görüntünün bir noktayla, bütün hareketin düz bir çizgiyle sınırlı olduğu böylesi bir hayat bana tarifsiz derecede kasvetli gözüktü; öte yandan Kralı hayat dolu ve sen şakrak görmekten şaşkınlığa düştüm.
Çünkü bu politikanın sonucu olarak biz Erkekler, bir tür iki dilli, daha doğrusu iki zihinli varlıklar haline geldik. Kadınlarla, gerçekte var olmayan ve yalnızca Kadınca coşkuları denetlemek amacıyla uydurulmuş " ask ", "görev", "doğru", "yanlış", "acıma", "umut", ve bunlara benzer daha baksa akıldışı ve duygusal kavramlarla konuşuruz; ama kendi aramızda ve kitaplarımızda bambaşka kelimeler ve deyimler kullanırız. "Ask" o zaman "çıkar" beklentisi olur; "görev", "ihtiyaç" veya "liyakat" olur ve diğer sözcükler de buna benzer bir değişim geçirir. Dahası, Kadınlarla, onların cinsiyetlerine çok büyük bir saygı duyduğumuzu ima eden bir dille konuşuruz ve Bas Daireye kendilerine duyduğumuz kadar sofuca saygı duymadığımıza tamamen inanırlar; ama arkalarından -gençler dışında hepimiz- onları "kafasız organizmalar" olarak görür ve çekiştiririz.
Sınırlama olmasaydı ya da farklı nitelikte olsaydı, Evren yine var olabilirdi, ama bu bizim Evrenimiz olmazdı. Hatta daha başka sınırlamaların olduğu bir Evrende, bizimkisi gibi bir yaşam belki de mümkün olmazdı.
Düzülke, yalnızca bir boyut sorunu olarak görülmeyip, insan zihninin ve insanin genel olarak sınırlamalara karşı tavrının bir incelenmesi olarak görüldüğünde, daha fazla önem kazanmaktadır.