Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emin Akif Ersoy

Emin Akif ErsoyBabam Mehmet Akif yazarı
Yazar
8.4/10
23 Kişi
133
Okunma
5
Beğeni
2.799
Görüntülenme

undefined Emin Akif Ersoy Sözleri ve Alıntıları

undefined Emin Akif Ersoy sözleri ve alıntılarını, undefined Emin Akif Ersoy kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Karanlık Geceler Saat üç, hayli vakit var sabaha, Üşüdüm, yatmamak olmaz, acaba; Uzanırsam çabuk açmaz mı şafak? Sabah olmaz yüz kere kalkar gezinir Gece bitmiş ağarır şimdi etraf Bu sabahın yelidir, ne yazık; Duyduğum ses, yine baykuş sesidir.
Gazi ile buluştuğu gün
Mehmet Âkif ve ben, Ali Şükrü Bey, Kuşçubaşı Eşref Bey, Binbaşı Şükrü Bey kafileden ayrıldık, tren yolu üzerinde dekovil ile Eskişehir'e kadar daha çabuk gittik. O zamanlar Yunanlılar İzmir'i işgal etmişler, Manisa, Aydın, Ödemiş üzerine ilerliyorlardı. Eskişehir'den Ankara'ya tren ile gittik. Atatürk Ankara'da idi. Millet Meclisi yeni teşekkül etmişti. Gazi ile babamın ilk görüşmelerini bugünkü gibi hatırlarım. Tren öğleye doğru Ankara'ya vâsıl oldu. Ali Şükrü Bey, peder ve ben yaylı bir arabadan Millet Meclisi'nin önünde indik. Babam bana sen buralarda otur diyerek, Meclisin bahçesini gösteriyordu. İşte o sırada Gazi başındaki siyahkalpağı ile gözüktü. Yanında Erzurum Mebusu Gözübüyükzade Ziya Hoca varidi, daha tanımadığım iki üç kişi var idi. Evvelâ Ali Şükrü Bey'in elini sıkarakhoş geldiniz, diyen Atatürk oldu; bilâhare şaire iltifat etti: "Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz, şimdi görüşmek kabil olmayacak, ben size gelirim" dedi...
Reklam
Anzavur Ahmet Paşa aslen Çerkez, maiyeti de Abaza,Gürcü ve Türklerden mürekkep idi. İngilizler ve güya Halifeye çalışan bir teşkilât reisi olan Anzavur, kara cahil bir adamdı...
Emin Âkif'le İlgili Bir Rivayetin Sıhhati Emin Âkif'in işsiz kaldığı günlerde çeşitli tanıdıklarına; baba dostlarınabaşvurmuş olması tabiî karşılanacak bir hadisedir. Kaynaklar bu hususta bize üçisim vermektedir. Nusret Safa Coşkun (1915-?), Refi Cevad Ulunay (1890-1968)ve Çetin Altan (d. 1927)...İlk olarak Nusret Safa'nın Memleket gazetesinde
Mehmet Âkif'in Ölümünden Sonra Emin Âkif Kaynakların bu hususta verdiği bilgilere göre Emin Âkif, 1934'te askerliğiniyapmak üzere Mısır'dan Türkiye'ye döndü. Askerliğini Kırklareli'nde er olarakyapmaktaydı. Fakat bu dönemde koğuştaki arkadaşlarına Kur'an okuyup tefsirettiği gerekçesiyle Divan-ı Harb'e verildi.Bu bilginin kaynağı Ali İlmî Fanî'nin
Fuat Şemsi İnan'a, 2 Recep 325 (6 Ocak 1927) Perşembe).Tahir için validesine yazdım. Hiç karışmayacak, tamamiyle sanabırakacak. Emin'i buraya getirdiğimden dolayı o kadar memnunum, okadar doğru bir iş gördüğüme kaniim ki sorma!Evet, "Secde"den sonra bir şeyler yazmak isterdim amma, tercümeişini ikmal etmeden şairliğe kalkışmağı doğru bulmuyorum...
Reklam
Mehmed Âkif'in büyük oğlu Emin Âkif (1908-1967) babasıyla ilgilihatıralarını kaleme almış, İstiklâl Savaşı'na onunla birlikte Anadolu'yu dolaşarakiştirak etmiş; fakat askerliğini yaptığı sırada yaşadığı talihsiz bir vaka sonrasındahayatının kalan kısmını büyük oranda perişan bir biçimde geçirmiş birşahsiyettir. Millet gazetesinde on beş; Memleket ve Tercüman gazetelerinde birerbölüm hâlinde yayınlanmış hatıralarında babasıyla geçirdiği Mısır ve İstiklâlSavaşı yıllarına dair birçok ayrıntı vermiş ve hem yakın tarihe, hem de MehmetÂkif biyografisine katkıda bulunmuştur.
Fuad Şemsi İnan'a, 8 Şaban 1345 (10 Şubat 1342/1927) Perşembe).[Emin Arapça ile İngilizce ile hiç iyi değil. Zaten onun oyundan başka arasının iyi olduğu bir şeyi henüz göremedik! Mamafih, buraya getirdiğim çok isabet oldu, mütalâasındayım.Hâ! Kuzum evlâdım, Zihni Efendi merhumun el-Müşezzeb diye bir risalesi vardır ya, onu lütfen bana yollayıver. Hatırımda kaldığına göre onun sarfiyle nahvi aynı risalededir. Bunu Emin'e okutmak istiyorum. Gündüzleri mektebe gidiyor, ellerinizi öper. Kardeşi Fahir'e de arz-ı hürmet eder. Kemal-i iştiyak ile gözlerini öper, cümlenizi sıyânet-i mevlâya emanet ederim. Ferit'i, Hayri'yi görürsen, unutma, ikisine de selâmımı söyle.
Emin Kastamonu'da fazla duramayarak kaçmış, babasının yanına, Ankara'ya gelmiş ve Âkif'le birlikte Taceddin Mahallesi'nde ikamet etmiştir. Âkif, bir müddet sonra eşi ve diğer çocuklarını da Ankara'ya getirtmiştir. Fakat başkentin Kayseri'ye taşınma tartışmalarının yaşandığı İstiklâl Savaşı sıralarında eşini ve çocuklarını Kayseri'ye göndertmiş, yanında yalnızca Emin'i alıkoymuştur. "Benim öldüğüm yerde oğlum da ölsün" diyerek baba-oğul cepheleri dolaşmışlar, halka ve askere moral verip düşmanın çıkardığı yangınlara su taşımak gibi fedakârlıklarda bulunmuşlardır.
Reklam
Refi Cevad Ulunay ve Çetin Altan'ın Emin Âkif'le ilgili yazıları da metnin sonuna ek olarak konulmuştur.
Geri124
371 öğeden 361 ile 371 arasındakiler gösteriliyor.