Adam hayatın dikkatli ve zeki bir gözlemcisiydi, ancak topladığı verileri, kendi varlığının dışına uzanabilen bir sezgiyle yorumlayamadığı için, ulaştığı izlenim gerçekliğin yansımasındansa kendi hayat yargısının bir çeşitlemesi olarak kalıyordu.
Roman: kentleşme, kapitalistleşme, ulusallaşma, laikleşme ve demokratikleşmeyle karakterize olan modern çağın çocuğudur, tıpkı birey gibi.
Başka bir deyişle roman tarihsel bir olgudur.
Zaman zaman annemle babama sormak istemişimdir: "Niçin, bana öylesine gri bir çocukluk yaşattınız?" Hiç soramadım. Ve artık sormak istemiyorum, çünkü yanıtı biliyorum. Çocukluğumuzda neye hasret kalmışsak, çocuklarımıza onu vermek isteriz.