Barselona Otonom Üniversitesi Barselona Üniversitesi ve Guion film ve televizyon Master Antropoloji konusunda uzmanlaşmıştır. 70'li yılların başında bu yana yayıncılık dünyasında bağlantılı olmuştur. Çeşitli dergilerde ve medyada çalıştı. Roman, öykü ve senaryo yazmıştır.
Eserleri diğer diller arasında Türkçe Rusça İngilizce, Almanca, Hollandaca, Çince, Portekizce, İtalyanca, Çekçe, Lehçe, Japonca, Korece, Lehçe, tercüme edilmiştir.
Kitabı iki bölüm olarak değerlendirebilirim sanırım. İlk bölüm Pablo Picasso'nun etrafında dönüyor ve okurken aldığım keyfi tarif etmemin imkanı dahi yok. Çok akıcı ve hızlı ilerliyor. İkinci bölüm biraz da durağan olsa da o kadar farklı insanın bir araya gelmesi ve biraz da hayal gücüyle bu şekilde harmanlanması kitabı oldukça ilginç kıldı. Yazarın hayal gücünü ve olayları bir araya getirme şeklini sevdim.
Bu kitabı okurken hem Pablo Picasso'yu daha iyi anlayabilir, hem tarihe damgasını vurmuş bir cani olan Karındeşen Jack'in soluğunu ensenizde hissedebilir ve hem de birden bire Sherlock Holmes ile burun buruna gelerek, biyografik bir roman okuduğunuzu zannederken kendinizi bir polisiyenin içinde bulabilirsiniz.
Nasıl mı? Şöyle; birinci kısım Picasso'nun hayatı, resim sanatı içinde kendi tarzını yakalama çabaları ve ilk aşkı Carmen etrafında dönüyor. Kitabın ilk sayfalarında karşılaştığı denizci karakterinden de biraz behsetmek gerek. Sohbet ettikleri sırada gizemli denizci, öfkeli bir hal alıyor ve Pablo'ya şunları söylüyor:
"Biz birlikteyiz delikanlı, bunu unutma. Senin peşini asla bırakmayacağım. Gün gelecek benim gözlerimle çizeceksin ve bir daha asla bundan kurtulamayacaksın. Sana yemin ediyorum!"
Denizcinin bu sözleri, Pablo Picasso'nun resimlerindeki figür ve nesneleri geometrik biçimlerde parçalayarak resmetmesine açıkça bir göndermedir. -Bunun sebebini kitabı okuyunca anlayabilirsiniz.- Bilindiği üzere Picasso, Kübist akımın öncülerindendi.
Daha sonra Picasso, babasının onun için kurduğu hayalleri geride bırakarak Barselona'ya gidiyor (Söylemek gerek babası da bir ressam.)ve burada beş parasız olduğu için ona bir genelev patronu olan Benigna yardım ediyor. Artık bir genelevde yaşayan Pablo'nun da tanıdığı hayat kadınları, vahşice öldürülmeye başlandığında Karındeşen Jack de sahneye çıkmış bulunuyor. Bunu takip eden olaylar sonucu bir şekilde Pablo şüpheli bulunuyor. Onu kurtaracak kişi de Steven Arrow yani Sherlock Holmes'un ta kendisi. Ve ikisinin ortak bir yanı var: Carmen.
Fantastik bir kitap. Picasso'nun eserlerine hakim olmak okumayı kolaylaştırabilir. Picasso ile Karındeşen Jack'i bir araya getirmek ilginç olsa da ne yazık ki kurgu başarısız.