Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Etyen Mahçupyan

Etyen Mahçupyanİnsanı Anlamak yazarı
Yazar
6.4/10
8 Kişi
75
Okunma
9
Beğeni
1.976
Görüntülenme

Hakkında

1950'de İstanbul'da Katolik Ermeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 2015 yılında bir mülakatta kendisine yöneltilen Türkiye'de Ermeni olmak ile ilgili olarak yöneltilen bir soruya şöyle cevap verdi: "...Ermeni olduğumu ispatlama pozisyonunda değilim. Bir Ermeni olarak gerçekte kendimi daha ziyade Osmanlı hissediyorum. Osmanlı ve daha öncesinde Bizans'tan beri bu topraklarda yaşadık ve kültürümüzü oluşturduk. Bence değerli olan bu..." 1968'de Robert Koleji'nde lise eğitimini tamamlayan Mahçupyan, 1972'de Boğaziçi Üniversitesi'nden kimya mühendisi olarak mezun oldu ve aynı üniversitede işletme dalındaki yüksek lisansını 1974'te tamamladı. Ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin iktisat bölümünde, uluslararası iktisat alanındaki yüksek lisansını 1977'de tamamlayıp, bu bölümde 1977-1980 yılları arasında araştırma görevlisi olarak görev yaptı. 1980 ile 1996 yılları arasında özel sektörde üst düzey yöneticilik yaptı. 1996 yılından itibaren bizzat girişimci olarak ticaret de yapan Mahçupyan, 1996 yılından itibaren entelektüel işlerle uğraşmak üzere ticarî işlerini tasfiye etti. 1995-96 yıllarında Yeni Demokrasi Hareketi içerisinde yer alan yazar, 1997'de Radikal gazetesinde köşe yazarı olarak yazmaya başladı. 2000'de Radikal gazetesinden ayrılıp bir süre Yeni Binyıl gazetesinde yazdı. Ardından Mayıs 2001'de Zaman gazetesinde köşe yazarlığına geçti. 2007'de Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından bu gazetedeki sürekli yazılarını sonlandırdı ve Agos gazetesinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Bu görevini Kasım 2010'da bıraktı. Mayıs 2014'te Zaman gazetesinden de ayrıldı. Mahçupyan, Zaman'dan ayrılışını anlamlı bir yazı ile duyurdu ve okuyucularına vedâ etti: "Son süreçte benim gazetem de bir 'taraf' oldu ve diğerleri gibi siyasi işlevini öne çıkardı. Medya Türkiye'de ne yaşandığı ve niçin böyle olduğu sorularının peşinden gitmektense, propagandist bir gerçeklik tablosu çizmeyi tercih etti. Bugün bu eğilim yükselmeye ve hastalıklı bir yapı üretmeye devam ediyor. Oysa bu kesif ve kirli duman bulutunun ardında Türkiye yeni bir zamana hazırlanmakta... Tarihsel ayak bağlarını atmanın ve demokratik niteliği ağır basan yeni bir meşruiyetin peşinde, toplum olma sancıları çekiyor. Bu süreci kavramanın asgari koşulu gerçekliğe önyargısız bakmaktan geçmekte ve maalesef siyasi aktörleşme söz konusu tutuma imkân vermiyor. Böylece kaçınılmaz sona doğru geliyorsunuz. Gazeteniz artık sizinle birlikte olmak istemiyor. Siz de zaten gazeteyi elinize her aldığınızda duyduğunuz hüznü istemiyorsunuz. Artık farklı bir zamandayız ve zamanın yeni bir ruhu var. Okuyucularımı özleyeceğim..." Ekim 2014'te Başbakan Ahmet Davutoğlu, Etyen Mahçupyan'ı başdanışmanlığa getirdi. Böylece Türkiye Cumhuriyeti'nde bu göreve layık görülen ilk gayrimüslim vatandaş oldu. Mart 2015'te bu görevinden istifa etti. Gelecek Partisi'nin kurucular kurulu üyesidir ve 19 Aralık 2019 tarihinde partinin araştırma, geliştirme ve bilişimden sorumlu genel başkan yardımcısı oldu. 1 Kasım 2020 tarihinde gerçekleşen olağan kongrede tekrar yönetim kurulu üyesi seçildi. Genel başkan yardımcılığı görevini Neslihan Çevik'e devretti ve Gelecek Partisi'nin siyasî söylem danışma kuruluna atandı.
Unvan:
Gazeteci ve Yazar
Doğum:
İstanbul, Türkiye, 1950

Okurlar

9 okur beğendi.
75 okur okudu.
3 okur okuyor.
103 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Özgürlüğün Sınırı Neden Olmasın
Otoriter düzenlerde hiyerarsinin tepesinde yer alanlar'endilerine yapılmasını istemedikleri şeyi başkalarına yapabilirler';ataerkil düzenlerde ise varlıklar kategorik olarak farklı ve hiyerarşik algılandığı için 'kendilerine yapılamayacak(bazı)seyler(dogal olarak)başkalarına yapılabilir'...Bu yaklaşımların hepsinde de ötekine yapılacak şeyin kıstası kendimizden veya kendi inanç sistemimizden üretilir.Hiçbirinde bizzat ötekinin ne istediği,ne hissettiği,ne algıladığı sorulmaz.İşte demokratlığın farkı da tam bu noktada...Çünkü sadece demokrat zihniyet altında'başkalarına yapılacak şey'in ne olup olmayacağı söz konusu baskası ile iletişim içine girmeyi,onu duymayı,dinlemeyi ve anlamayı gerektirir. Etyen Mahçupyan 13.02.2006,Zaman
Üstelik bu asimetrik yaklaşım duyu deneyimlerimizle başlıyor. Bir dizi gülen insan yüzünün arasından somurtan yüzü hemen algılıyor, ama somurtan yüzlerin arasındaki güleç yüzü görmekte zorlanıyoruz.
Reklam
Hiçbir ilişki diğerlerinden bağımsız değildi, çünkü her canlı birden fazla ilişkiyi aynı anda yürütüyordu.
Bilişsellik bilinçdışı ve bilinç şeklinde birbirini besleyen ve tamamlayan iki alandan oluşmakta ve zihinsel enerjinin yüzde doksan beşi bilinçdışı faaliyet için kullanılıyor.
Düşünme açısından duygu deneyimlerinin çok kritik bir rolü var, çünkü düşünmeye başlamadan önce beyinde imge olarak ortaya çıkarak zihnin daha sonra üreteceklerini etkiliyor.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
365 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bütün inanç sistemleri yaşamın bir lütuf olduğunu söyler.İnsanoğlu bu lütfun kiymetini bilmek ve yaşamına anlam yükleyen söz konusu inanca uygun olarak yaşamakla yükümlüdür.Dolayısıyla inanç sistemleri insanın önüne kapsayıcı yaşam modelleri koyarlar ve yeryüzünde geçen süreyi onlar için anlamlı kılarlar.
Türkiye'yi Anlamak
Türkiye'yi AnlamakEtyen Mahçupyan · Profil Yayıncılık · 20155 okunma