Etyen Mahçupyan Sözleri ve Alıntıları
Etyen Mahçupyan sözleri ve alıntılarını, Etyen Mahçupyan kitap alıntılarını, Etyen Mahçupyan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan ancak belirli bir algı söz konusu olduğunda olgular arasındaki ilişkiyi nedensellik olarak görüyor. Bu algının en önemli özelliği iki olgunun zamansal sıralama içinde yaşamasıdır.
Özgürlüğün Sınırı Neden Olmasın
Otoriter düzenlerde hiyerarsinin tepesinde yer alanlar'endilerine yapılmasını istemedikleri şeyi başkalarına yapabilirler';ataerkil düzenlerde ise varlıklar kategorik olarak farklı ve hiyerarşik algılandığı için 'kendilerine yapılamayacak(bazı)seyler(dogal olarak)başkalarına yapılabilir'...Bu yaklaşımların hepsinde de ötekine yapılacak şeyin kıstası kendimizden veya kendi inanç sistemimizden üretilir.Hiçbirinde bizzat ötekinin ne istediği,ne hissettiği,ne algıladığı sorulmaz.İşte demokratlığın farkı da tam bu noktada...Çünkü sadece demokrat zihniyet altında'başkalarına yapılacak şey'in ne olup olmayacağı söz konusu baskası ile iletişim içine girmeyi,onu duymayı,dinlemeyi ve anlamayı gerektirir.
Etyen Mahçupyan
13.02.2006,Zaman
Sayfa 52Kitabı okudu
İnsan ilişkileri davranışlarımızın ve onun ardındaki algı ve düşüncelerimizin doğal zeminini oluşturduğu ölçüde bizi kendi öznelliğimizin çerçevesine hapseder.
Üstelik bu asimetrik yaklaşım duyu deneyimlerimizle başlıyor. Bir dizi gülen insan yüzünün arasından somurtan yüzü hemen algılıyor, ama somurtan yüzlerin arasındaki güleç yüzü görmekte zorlanıyoruz.
Hiçbir ilişki diğerlerinden bağımsız değildi, çünkü her canlı birden fazla ilişkiyi aynı anda yürütüyordu.
Bilişsellik bilinçdışı ve bilinç şeklinde birbirini besleyen ve tamamlayan iki alandan oluşmakta ve zihinsel enerjinin yüzde doksan beşi bilinçdışı faaliyet için kullanılıyor.
Düşünme açısından duygu deneyimlerinin çok kritik bir rolü var, çünkü düşünmeye başlamadan önce beyinde imge olarak ortaya çıkarak zihnin daha sonra üreteceklerini etkiliyor.
Kişiler yaşadıkları ilişki içinde diğer kişinin nasıl davranacağını kanıksadıkça, kendi davranışlarını da onu uygun hale getiriyor.
İnsanın varoluş halinin temelinde gerçekliğin bilinmezliğini kabullenme zorunluluğu yatar.
Çoğu zaman ne hissettiğimizden ziyade ne hissetmek gerekir bilgisinin etkisi altında kalabiliyoruz.