Faruk Furkan sözleri ve alıntılarını, Faruk Furkan kitap alıntılarını, Faruk Furkan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman, bedenleri yıpratır, dilekleri tazeler, ölümü yaklaştırır, umutları uzaklaştırır. Kim ona dost olur, onu elde ederse zahmete düşer; kim onu yitirirse yorulur, darlığa düşer.
Tekfir meselesi günümüzde insanların çoğu tarafından karıştırılan meselelerden bir tanesidir. Tekfir; İslam'ı sabit olmuş, şirk ve küfürden berî olan muvahhid insanlar hakkında sakınılması gereken bir hüküm olduğu halde, kimileri bunu şirk içerisinde yaşayan, hayatına Allah'tan başkalarının karıştığı, yaşantılarında İslam'ın yalnızca sureti olan ve sadece "kimlik Müslümanı" diyebileceğimiz bazı zevat hakkında sakınılması gereken bir olgu olarak lanse ederek tekfirin kural ve kâidelerini bu gibi insanlar üzerinde tatbik etmekte ve içerisinde bulundukları şirk ve küfür amellerinden dolayı onlara Müslüman muamelesi yapmayan insanları "tekfircilik" ve "haricilik ile suçlayabilmektedirler.
Alçak şeytan, bu tuzağını Allah‘a bile uygulamaya kalkmıştır.
Hâşâ Allah‘ı bile kendince aldatacağını, bu metodu ile kandıracağını zannetmiştir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Andolsun, sizi yarattık. Sonra size Ģekil verdik. Sonra
da meleklere, Âdem için secde edin (saygı ile eğilin)‟ dedik. İblis'ten başka hepsi secde ettiler. O, secde edenlerden olmadı.
Allah, Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten ne alıkoydu? dedi. (O da) Ben ondan daha hayırlıyım. Çünkü beni
ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın‟ dedi.” (Arâf
Sûresi, 11, 12)
Hangi mesele
olursa olsun, bir konuda doğruya ve Allah‘ın razı olacağı neticeye ulaşmak istiyorsak ona sadece şu soruyu soralım: Bu, Allah‘tan mı gelmiştir?
Eğer sorumuzun cevabı evet‘ ise sonuna kadar onun peşinden gidelim ve bilelim ki o, haktır.
Ama cevabımız evet‘ değil de hayır‘ ise o zaman sonuna kaddar uzak duralım ve bilelim ki bu batıldır; batıl ise sahibini cehenneme götürür.
Biraz öncede vurguladığımız gibi insanoğlunun bu dünyada var oluşunun tek nedeni, tevhidi gerçekleştirmesi ve şirkin her türlüsünden uzak durarak kulluğunu yalnızca Allah’a yapmasıdır.
Unutmamak gerekir ki bir şey ancak çok değerli ve çok kıymetli olduğunda gizlenir, saklanır, koruma altına alınır. Değersiz, önemsiz ve kıymetsiz şeylerin saklanmaya, gözlerden ırak tutulmaya ihtiyacı yoktur. Mesela; demir de bir madendir, altın da... Ama demir, cadde ve sokaklarda atılı dururken; altın, evlerin en derin ve en gizli yerlerine saklanır.
"Hocam, eşim arkadaşlarıyla güne gittiğinde veya bir vesileyle oturum düzenlediklerinde en güzel ve en değerli kıyafetlerini giyiyor, süsleniyor, takılarını takınıyor; ama eve gelince şalvarını alıyor, halayığını kuşanıyor ve karşımızda aynı köylü kadınları gibi duruyorlar!"
Bir Arap şairi ne de güzel demiştir:
“Günahların küçüğünü de büyüğünü de terk et, takva budur işte!
Dikenli yolda yürüyen kimse gibi ol haydi sende,
Sakın ha, küçük günahları basite alma!
Unutma ki, dağlar, küçücük taşlardan meydana gelir!”
Dikkat edin! Şüphesiz bedende bir et parçası vardır ki, o doğru olduğunda tüm beden doğru olur, eğer o bozuk olursa tüm beden bozuk olur. Dikkat edin! O et parçası kalptir. "
Bu hadis, zâhir ile bâtın arasındaki sıkı irtibata dikkat çekmektedir. Kalbin doğru ve salih olması bedeninde doğru olmasını gerektirir. Eğer beden Allah'ın istediği surette düzgün değilse, bu, kalbinde bozuk olduğuna işarettir. İmandan bahsedip de ona göre amel etmeyenlerin kalbi iman etmiş değildir.