Ama kadın voleybolcuların milli kimliği ile iktidarın 'yerli ve milli' kimliği arasında bir benzerlik olmadığı gibi aksine bir karşıtlık söz konusu. Onlar Atatürk'e Cumhuriyet değerlerine, laikliğe bağlılar ve zaten şeriatçıların onlardan hazzetmemesinin nedeni de esasında şortları değil bu kimlikleri.
Kısacası mesele Atatürk
Batılı rejim heveslilerinin, bizi zorla bindirdikleri bu tren, yine de neden bir türlü Batıya varamaz ?
O görüntüleri hepimiz çok iyi biliriz. Köyünde, şehrinde açlıktan sefaletten bunalan işsiz insanlar bir kurtuluş ararken, insan tüccarlarına rastlarlar. Batıda iş vardır, para vardır, herşey vardır. Hele bir Almanya'ya kapağı attın mı kurtuluş vardır ! Sonra tırlara hayvan misali tırlara bindirilir insanlarımız ve ülke için dönüp dolaşıp yolcularını bırakır tır. Ama varılan yer Almanya değil, Türkiye'dir. Paralar gitmiş, umutlar bitmiş, tüccar çoktan tüymüştür...
Ama siyasi tüccarlarımız bir türlü tüymezler, umutlar bir türlü tüymez. Yoksulluk arttıkça "ha gayret" derler, "az kaldı ". Onlar açısından sorun yoktur. Batı Ekspresi'nin lüks kompartımanlarında rahatları yerindedir ne de olsa, Batılı olamasalar bile Batı Ekspresi'nde sefahat yaşarlar.
“…
bana bir şimşek çak
yolumu aydınlatacak
gazi’nin gözlerinden
mavi bir şimşek
kuva-yı miliye mavisi
aynı emaneti taşımaktayım
‘hürriyet ve istiklal benim karakterimdir’
çünkü hain sinsi ve korkak
aynı düşmana karşı
savaşmaktayım”
Atilla İlhan
Vahdettin kadar işbirlikçi,aciz,korkak,zavallı ve hain bir halife müsveddesi yönetimi ele geçirmiş durumda.
Bu bakımdan,yaşadığımız günler ,hiç abartısız işgal öncesi İstanbul günlerini anımsatıyor.