"Hayattaki düzensizliklerin en büyük nedenlerinden biri şudur ki, herkes hayatında refaha kavuşmayı arzu eder, fakat hayatını terfi ettirmesini ve bizzat çalışma sonucunda hayatını daha iyi bir biçimde düzenleme ihtiyacını hissetmez."
“ Ben senin içindeyim , sen benim içimdesin , biz dünyadayız ve dünya içimizde . Hepimiz biriz . Dünyaya zarar verirseniz , insanlara veya hayvanlara zarar verirseniz kendinize zarar verirsiniz .”
"Aydın olmak; güzel kıyafetler giymek, kolalanmış yaka takmak ve başında modern bir şapka taşımaktan ibaret değildir. Aydınlar halkın beynidir. Halk, sizleri okuduktan sonra iyi bir maaş almak, akşamları vaktinizi kahvehanelerde geçirmek ve sözde okuma salonlarında iskambil ya da domino oynamak üzere yetiştirmemiştir. Bu durumda bir aydın değil zeki bir küfsünüz...
Akılsız olmayın! Bir kurtçuk gibi kendi küçük işlerinizin ve kaygılarınızın içinde debelenip durmayın! Devletimizin temellerini nasıl sağlamlaştırabileceğinizi düşünün!
Tüm büyük insanlar,halktan gelenleri ateşleyen büyüteçtir....
..Almanyayı dünya savaşına II.Wilhelm ittirmedi,Almaya'nın vahşi kaba saba ruhu yansımasını Bismarck,Wilhelm,Hindenburg ve Ruhrbach'ın yansımasında buldu.Roma'yı Neronlar,Caracallalar, Commoduslar yok etmemiştir,uzun süreli yağma savaşlarının sonucunda fakir ruhlu ahlâksız Roma halkı iktidara ahlaksız tiranları ve cellatları getirdi.Herz şeyde ihtiraslı olan İspanya Loyola ve engizisyonu ,Almanya ise bir taraftan Kant'ı diğer taraftan Krupp'u dünyaya kattı..
Üst sınıflara, kendileri için talep ederek aldıkları çeşitli özgürlükleri, refahı ve rahat hayatı halktan sakındıkları, halka en ağır, onur kırıcı ve zorlu ihtiyaçlar karşısında bile sabretmesi gerektiğini söyledikleri için kızıyordu.
Halk kitlelerine ise sabrından dolayı kızgınlık duyuyordu. Halkın zeka açısından uyuşuk bir durumda olmasına, içinde bulunduğu cehalete ve gerek maddi gerekse de manevi açıdan kötü bir hayat sürmesine aldırmadan, bunu olağan bir durummuş gibi kabullenmesine içerliyordu.