Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gürbüz Azak

Gürbüz AzakBütün Sırlarıyla Türkler yazarı
Yazar
Tasarımcı
8.2/10
41 Kişi
168
Okunma
8
Beğeni
3.172
Görüntülenme

Gürbüz Azak Gönderileri

Gürbüz Azak kitaplarını, Gürbüz Azak sözleri ve alıntılarını, Gürbüz Azak yazarlarını, Gürbüz Azak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir Ülkeye Resmi Sevdiren Deha Çallı
Ressam İbrahim Çallı’nın hayatını konu alan bu kitaba, eski dolabımda,kalem ararken rastladım.Kitap hakkında bir elin parmağını geçmeyecek kadar yapılmış incelemeyi okuyup,bir inceleme de ben eklemeye karar verdim. Nitekim kitabı okudum.İçerisinde ki nutukları süzgeçleyip payıma düşeni aldım.Ve İzzet Günay’ın Türkan Şoray’a söylediği o meşhur sözü zikrettim. -Çok eskiden rastlaşacaktık… Bir çok satırın altını çizdiğim bu kitabı okurken, kâh gururlandım,kâh güldüm,düşündüm.Ve ve en önemlisi sanatın lügatımdaki karşılığını yeniledim.Osmanlı’nın son dönemlerinde ayak gezdirip,ötesini berisini tahlil etme imkânı buldum. Kitap, ünlü ressam İbrahim Çallı’nın dilinden anlatılıyormuş gibi yazılmış. Yazarın akıcı anlatımıyla hiç sıkılmadan merakla okudum.Hatta sinemaya uyarlanabilecek bir konusu olduğunu düşünüyorum. Gücüm yetse izlemeye değer bir film çekmiş olurdum.Eli cebinde fukara hayallerimi, beynimde bir müddet gezindirdim ve sonra..,buradayım, hakettiği değeri alamadığını düşündüğüm bu kitabı birileriyle tanıştırırım umuduyla yazıyorum.Kesinlikle okuyun :)
Çallı
ÇallıGürbüz Azak · Evreca Publishing · 200518 okunma
Oysa insanlar biraz da yalan adreslerle avunuk.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
En lüzumsuz insan rahatsız olmayan insandır.Okumuşluğun,yazmışlığın,aydınlanmanın diyetidir rahatsızlık.Yurtseverlik bile rahatsızlıkla başlar.
Ressam İbrahim Çallı’nın Atatürk ile bir anısı;
1926’da Ankara’da açılan sergimizi,yanında beş-altı vekil ile Gazi Paşa da şereflendirdi. İki defa dolaştığı Etnografya Müzesi salonunda koluma girmiş, bolca izahat almıştı. Bir ara "Zeybekler" isimli tablomun önünde durdu: - Olmadı, Çallı, dedi. Resim bir harika ama atlar çok besili... Sonra devlet erkânına döndü: Çallı, doğum yerinin efe tipini ne güzel canlandırmış. Onun ruhundaki efelik bu tabloda tam olarak görülmektedir. Yalnız bir tarafını kabul edemeyeceğim. Tablodaki atlar çok tavlı ve güçlü yapılmış. Savaşta bizler bir parça ekmeği güç bulurken, atlarımız arpa denen nesneyi unutmuştur. Çallı, demin dediğim gibi sen bu atları azıcık zayıflat ki, bu tablo o devrin anlamını taşısın.
Kimine göre tuhaf adamın tekiyim; kararsız,hesapsız konuşan,içinden şiir okuyormuş gibi gezinen…İyi de,böyleyim işte.Caddelerle,meydanlarla,çarşılarla iyi anlaşan,yalnızlığın hiç yalnız bırakmadığı biri.
Başkasını düşünmeyenler “Adam” değildir. Efendilik,çelebilik,insanlık ,başkasını düşünmekle başlar.Sırf kendisi için yaşayanlar dünyadan nasipsizdir,ne ottan farkları vardır ne de çöpten.Kızmaca yok.
Reklam
Dünün üslûbunu reddet İbrahim; dünde kalmış ne varsa sanat adına öğren,bil ve ona saygı duy.Fakat onu asla tekrarlama. Tekrar tembelliktir; cesaret ve iddia eksikliğidir.Hatta suçtur,İbrahim!…
Sanat uygarlığın yüz akıdır,(ve ölmesiz öldürmesiz) güzelliğe uzanan yegâne yol.
Bir bardak çayı sonuna kadar tadına vara vara içebilen acaba kaç kişi var? -Karar verildi,yaz kızım!..İnsanlar yaşamayı öğrenecek.Buna mecburlar.
Siz iyi ve sağlıklı iseniz,ağız tadınız yerindeyse ömürler huzura boyalıdır.Her yeni gün bayram şekeri kadar albenili ve sevimli iken,onları çekilmez kılan bizleriz.İtişip kakışmaktan,birbirimize dalaşmaktan ne leyleklerin sonbahar dönüşlerini görüyoruz ne de çiçeklerin boy verişlerini.
Reklam
Severim sonbaharları.Onda garip ve teslim alıcı cazibeler sezerim.Hele İstanbul sonbaharları,sanki upuzun bir ömürdür de sizden doğrulmalar,avarelikler bekliyor gibidir.Bu mevsimi sadece kuru dal ve savruk yapraklar diye görüvermek sıradan bir acelecilik olmalı.
İnsan aramalı. Aramak büyüklüktür.Küt,meraksız ve gailesiz yaşayanlar işte o kadarcık insandır,insan aramalı.Ya bir yolda,ya bir yönde.Gücü yettiğince. İnsan hep aramalı.
Türkiye titremesiz,eyvahsız,dövünmesin gün geçirmiyordu.Biz bu yüzyılda tıka basa endişelerle boğuştuk.Yaşamak değildi bizimkisi,çaresizlikler içinde dört dönmekti. Düpedüz korkmaktı. Bu ülke kara korkuların gayyasında üç neslini yitirdi.Aynı köyde,mahallede doğuyor,sözüm ona nefes alıyor ve gömülüyorduk. Kötü yıprandık,erken tükendik…
Ümmühan benim kurtuluşumdur.Çok çabuk çıkılan dik yokuşumdur.
233 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.