Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hakan Türk

Hakan TürkAbdullah Çatlı Kimdir? yazarı
Yazar
7.1/10
197 Kişi
819
Okunma
33
Beğeni
11,8bin
Görüntülenme

Hakan Türk Gönderileri

Hakan Türk kitaplarını, Hakan Türk sözleri ve alıntılarını, Hakan Türk yazarlarını, Hakan Türk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
230 syf.
·
Puan vermedi
Hakan Türk / Millî İstihbarat Teşkilatı. Kim bu Hakan Türk? Kitaplarında adı soyadının bitişik yazıldığı, 60 yıldır ülkemizin dışında yaşayan bu kişinin kitaplarına bakıldığı zaman çoğunlukla internet sayfalarından bulunabilecek haberlerle komple türlerinin yer aldığı eserler vermektedir fotoğraf olarak eski bir bürokrat görüntüsünü verildiği ama 1962 yılından beri yurt dışında olduğu belirtilen birisi. 60 yıldır yurtdışında yaşadığı iddia edilen yazarın, yazmış olduğu kitaplara bakıldığında, daha çok ülkenin sinir uçlarındaki olayları esas aldığı, kaynak olarak da çoğunlukla Google'dan bulunabilecek, gazete sayfalarından temin edilebilecek metinlerle komplo teorileri ile süslendiği görülmektedir. Yazdığı kitapların bu derece dikkat çekmesi ve çok satanlar listesinde yer alması ise düşündürücüdür. Devletimizin gözbebeği olan Milli İstihbarat Teşkilatı hakkındaki kitaba da baktığımızda, mizanpaj yönünden çok başarısız olduğu görülecektir. Ayrıca eserde, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın internet sitesinden alınan bilgilerle, konuyla ilgisi olmayan özellikle yabancı istihbarat kaynaklarıyla bu kaynakların kullandığı casuslar hakkında bilgiler verilmektedir. Kitap okunup bittiği zaman, bilgilendiğinizi değil de daha çok kafa karıştırmaya yönelik bir eser olduğunu düşünüyorsunuz. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Milli İstihbarat Teşkilatı
Milli İstihbarat TeşkilatıHakan Türk · Akademi Tv Programcılık · 200239 okunma
Reklam
“Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaksızlıksa ölüme götürür.”
Sayfa 24
Onur, annesinin babasından boşandıktan sonra bir başka erkekle evlenmesini hazmedemeyip ondan nefret ettiğini söylemiş ve aylarca annesinin telefonlarına cevap vermemişti. "Asla okuluma gelme seni görmesinler, beni görmeye buraya gelme annem değilsin" demişti. Zehra yeni yuvasında ne kadar mutlu olabilirdi ki?... Aradan bunca yıl geçtikten sonra şimdi tarafsızca değerlendirdiğimde, mutluluğu yeniden yakalamak için yaptığı evliliği oğlunun mutsuzluğu üzerine kurulmuştu. Acaba Zehra bu konuda kendince ne kadar başarılı olduğunu kabul etmekteydi? Diyelim ki şartlar öyle gelişti ve Zehra mecburen boşandı. Bütün yaşananlara rağmen eşimizden boşansakta evladımız şunu bilmeli ki kendisi dünyanın neresinde olursa olsun, anne ve baba nefes aldığı sürece onunladır ve tüm maneviyatı başta olmak üzere maddi gereksinimlerini sağlayacağını evlat çok iyi hissetmeli. Ancak böylelikle boşanmış anne ve baba ile bağlar güçlü kalabilir. Böylece bir nebze olsun boşanmış aile fertleri de kendini iyi hissedebilir.
Evlatlarımız bize Allahın verdiği en güzel hediyedir. Yaratılmış tüm varlıkların en şereflisi insanın dünyaya gelmesinde Rabbim biz anneleri seçmiş ve bizi layık görmüş. Eğer bize verilen o koruma güdülerimizi yok sayıp vazgeçersek Allah'a karşı bunun ödenecek bedeli büyük olur ve ödemeye gücümüz yetmeyecektir. Mutluluğun sırrı ise bize verilen emanet ne olursa olsun hakkını vermektedir. Hayatınıza sizin tercih ederek almadığınız Rabbimizin emriyle girmiş kimler varsa hepsini emanet bilin ve sahip çıkın göreceksiniz ki hayatınız ne kadar sevgi dolu ve gerçek mutluluk yüreğinizde hep olacaktır.
Kadının eğitim düzeyinin ve sosyal statüsünün yükselmesi ekonomik bağımsızlığını kazanmasını sağlamaktadır. Eğitim düzeyinin yükselmesi yükselmesi, çalışma hayatına atılması kadına güç vermekte, beklenti düzeyinin artmasına ve haklarını arama yetisi kazanmasına yol açmaktadır.
Reklam
Boşanma sonrası, oğlu zaman zaman geliyor bir süre Zehra'da kalıyordu. Zehra bir AVM de Müdür olmuş, ikinci eşi ile düzgün giden bir evliliği vardı. Günlerden birgün tesadüfen Zehra'nın çalıştığı alışveriş merkezinde dolaşırken çok hazin bir manzaraya şahit oldum, oğlunu götürmek için babaanne ve dedesi gelmişti, oğluda henüz 5 yaşındaydı ve annesine ihtiyaç duyuyor onu bırakmak istemiyordu, çocuğun ağlaması, inanın etrafındaki dede ve babaannenin, annenin gözyaşları kadar dokunmadı bana. Dünyanın en yüce bağıyla bağlanmış iki kişiyi birbirinden ayırmak zorunda olmak inanın onların yaşadığı ayrılıktan daha acı göründü gözüme. Çocuk anne diye sarılıp ağladıkça çevrede kim varsa konuya şahit gözyaşlarına boğulmuştu. O an bu evli çifti ayıran sebebe isyan ettim, çünkü kız arkadaşım kendine yeni bir iş ve yeni bir eşle kendisi ile çocuğu için gece gündüz demeden çalışmaktadı. Artık ne yapsak geriye dönüş olamazdı. O gördüklerime isyan sesleri yükseldi yüreğimden. Tabii anne ve babanın ayrı olmasının etkisiyle Onur henüz okula başlamadan psikolojik yaralar almış ve daha sonra ki yıllarda okulda yeterli başarıyı elde edemiyordu.
"Hepimiz dünyaya mutluluğu aramaya geldiğimizi bilircesine sürekli mutluluğu arıyoruz. Bütün sohbetlerimiz ve anılarımız mutluluk üzerine ve kendimize hep şans vermek istiyoruz mutluluk için. Aslında hedefimiz daha çok mutlu olmak, ama başkalarının mutsuzluğu üzerine inşa etmek nereye kadar hız yapabilir mutluluk aracımız bunu hiç değerlendiriyor muyuz? "
Aslında mutluluğun sırrı bizlere emanet edilen çocukların hakkını vermekte gizlidir.
Türkiye cumhuriyeti devleti olarak yurt dışındaki birçok ülkeye milyonlarca dolar yardım yapmaktayız. Aslında o yardımların belli bir bölümünü ülkemizdeki işsiz gençlerin eğitimi için kanalize edildiği takdirde çok daha iyi olur düşüncesindeyim.
349 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.