Hanifi Özcan

Hanifi ÖzcanEpistemolojik Açıdan İman yazarı
Yazar
Çevirmen
8.2/10
20 Kişi
120
Okunma
9
Beğeni
2.174
Görüntülenme

Hakkında

İslâm felsefecisi. 5 Mayıs 1954, Yahyalı / Kayseri doğumlu. İlköğrenimini doğduğu yerde, ortaöğrenimini Kayseri Lisesinde tamamladı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslâm Felsefesi ve Kelam Bölümü (1979) mezunu. Bitirdiği fakülteye asistan olarak girdi. Doktora çalışmasını Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde (1985) yaptı. 1986 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Din Felsefesi ve Mantık Anabilim Dalına yardımcı doçent olarak atandı. 1990 yılında doçent, 1996 yılında profesör oldu. Felsefe Tarihi, Mantık ve Din Felsefesi Anabilim dallarına başkanlık görevlerinde bulundu. Din felsefesi, İslâm felsefesi ve Türk-İslâm düşüncesi alanlarında Türkçe ve İngilizce olarak kaleme alınmış çeşitli yazıları 1996’dan itibaren Journal of Islamic Studies (İngiltere), Hamdard Islamicus (Pakistan), Islamochristiana (İtalya), DEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, İslâmi Araştırmalar, Diyaneti, Kubbealtı Akademi Mecmuası gibi dergiler ile bazı ortak kitaplarda yayımlandı. Türkler Ansiklopedisi, Genel Türk Tarihi Ansiklopedisi ile TDV İslâm Ansiklopedisi’ne maddeler yazdı.
Tam adı:
Prof. Dr. Hanifi Özcan
Unvan:
Türk Akademisyen, İslam Felsefecisi, Yazar
Doğum:
Kayseri, Türkiye, 5 Mayıs 1954

Okurlar

9 okur beğendi.
120 okur okudu.
3 okur okuyor.
48 okur okuyacak.
4 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsan toplumsal bir varlıktır, dolayısıyla hiçbir zaman toplum içinde yaşamayan bir insanın inanan olması mümkün değildir. Bir insanın inanan olabilmesi ve bir imana sahip olabilmesi için her şeyden önce bir dil'e, dolayısıyla bir kültüre sahip olması gerekir.
Sayfa 31
Reklam
İman ne sadece duygudan ne iradeden ne fiilden ve ne de başka herhangi bir şeyden ibarettir; bilakis o, onların hepsinin bir toplamıdır.
Bir şeye zihninde yer vermek, o şeye, zihninde hiçbir yer vermemekten daha yakın olmayı gerektirir.
Sayfa 24
Yapıldığı anda derhal eziyet veren iyi fiiller, daha sonra mutlaka haz verirler. Halbuki yapıldıkları anda hemen haz veren kötü fiiller, daha sonra mutlaka eziyet verirler.
Sayfa 176
Aklını kullanacak yaşa gelen, onu kullanarak teemmül ve tefekkür etmek isteyen bir insan pekâlâ "biliyorum ki, Tanrı vardır" diyebilir; buna aklen gücü yeterlidir; fakat "Tanrı'yı ( O'nun zatını) biliyorum" diyemez... Bir şeyin "bizzat kendisini bilmek " ayrı şeydir, "onun var olduğunu bilmek " ayrı şeydir. Yani O'nun "hakkındaki bilgi" ile "Kendisini bilme"yi birbirine karıştırmamak gerekir.
Sayfa 108
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
181 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Eser adından da anlaşılacağı üzre Farabi'nin iki eserinin derlemesinden oluşuyor. Kitapta Aristo Eflatun ve diğer büyük filozoflardan da birşeyler bulacsksınız. Bsşlangıçda Farabi'nin eserleri başlıklar halinde kısa açıklamalarla tanıtılmış.Kitabımıza dönecek olursak mantıktan nefsden erdemden iyilikden ve tüm bunların zıttından bahsedilmiş. Mantığın mutluluk yolunda öğrenilmesi gereken ilk sanat olduğu vurgulanmış tabiki kitap da siyaset, sultan(melik) yani şehrin yöneticisi ideal yönetim ve şehre dair... En güzelide fazla bir alt yapısı olmayanlsr için her sayfada kavramlar halkında ki açıklamalar ve kaynaklar olması.
Farabi'nin İki Eseri
Farabi'nin İki EseriHanifi Özcan · Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı · 201413 okunma
1998 syf.
·
Puan vermedi
okul zamanı finaller için okurken mezuniyetten sonra bir daha okurum deyip uzun zamandır rafta tozlanmaya bıraktığım bu kıymetli eseri, yıllar sonra elime alıp tekrardan bitirmenin mutluluğunu yaşıyorum Mâtüridî'yi tanımaya başlamanın verdiği heyecan hâlâ yerinde duruyordu, sevindim. Gerçekten âlim olan insanların düşünce dünyalarını nasıl şekillendirdiklerini okumak muazzam doyurucu bi eylem oluyor. Nasıl düşünmüşler, niye böyle düşünmüşler, bunca şey akıllarına nerden nasıl gelmiş, kavramlaştırdıkları olaylar nelerdir tarzındaki sorulara cevaplar bulmak onlara bir kere daha hayran bırakıyor zihnimi. Bilgi nedir, nasıl tanımlanır, bilginin İslâmiyetteki yeri nedir tarzında soruların Mâtüridî'nin kitaplarından günümüz okuyucusunun anlayacağı şekilde tasniflenerek ve bazı yerlerde de batı filozoflarıyla kıyaslanıp olayın daha iyi anlaşılması sağlanarak, istifade etmek isteyenlere sunulmuş kaynak bi eser mesabesinde birkaç kere okunup kenara bırakılmayacak kadar kıymetli bir çalışmadır.
Matüridide Bilgi Problemi
Matüridide Bilgi ProblemiHanifi Özcan · Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı · 23618 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
insan, doğup büyüdüğü topraklardaki izlerle açılıp serpilmeye başlar; geleceğini inşa eder, geçmiş merdivenine yeni basamaklar ekler. o topraklarda sevdiği, saydığı, inandığı her şey de yaşadığı müddetçe ona yoldaş olurlar. Türk milleti olarak uzun bir yolculuğun ardından yurt edindiğimiz anadolu topraklarında da kültürel ve dinî olgular,
Türk Düşünce Hayatında Matüridilik
Türk Düşünce Hayatında MatüridilikHanifi Özcan · Cedit Neşriyat · 201230 okunma