Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest avukatlık yaptı. Biri Zazaca olmak üzere üç kitabı yayınlandı. XXIV. dönem TBMM Tunceli milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesidir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
12 Ağustos 2012 tarihinde iki PKK'lı militan tarafından Tunceli'de kaçırılmış, iki gün sonra serbest bırakılmıştır.[
Kamer Bey hızlı bir hareketle , kaptı mikrofonu . Bugünkü Elma Pastanesi'nin olduğu bina , o zamanlar eski bir binaydı , üstünde teras vardı. Gömemişli Hüseyin Kılıç amcanındı.
Kitabın birinci bölümü , Genç'in düşünce ve eylemlerinin irdelenmesinden , ikinci bölümü ise neşe , akıl ve mizah dolu davranışlarını ortaya koyan kişisel tanikliklardan oluşmaktadır.
Kamer GençHüseyin Aygün · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20223 okunma
Tek başına muhalefet! O muhalefete bile muhalefetlik yapardı. O kendince doğru bildiğini savunan kişidir. Cumhuriyet, laik, demokratik savunucusudur. Her taraftaki insanın gönlünde yer etmiş kişidir. Kamer Genç.
Kamer GençHüseyin Aygün · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20223 okunma
Dersim katliamını (Tertele) anlatan birçok güvenilir kitap okudum.
Hüseyin Aygün’ün kitabını okumak istememin sebebi, katliamı yaşamış Hıdır Ataç’ın defterinden bahsedilmesiydi.
Fakat ne yazık ki yazarın “1938’de günü gününe yazıldığını” iddia ettiği notlar 2001 yılının ajandasına yazılmıştı ve bu günlüklerin yazıldığı ajandanın sayfaları kitaba da konulmuştu.
Oysa Sayın Aygün’ün “Hıdır Ataç’ın Defteri” diye alenen yalan söylemesine hiç gerek yoktu.
“Sözlü Tarih” diye bir tarih yazma metodu vardır.
Gider Hıdır Ataç’la konuşur, bunu kitap haline dönüştürürsünüz. Bu çok güvenilir bir yöntemdir, yalan söyleyip güvenirliğinize gölge düşürmenize hiç gerek yok.
Ayrıca Aygün “milislerin beş lira karşılığında kelle kestiklerini ve karakollara bunları teslim edip ücretlerini aldıklarını” belirtiyor ama konu ile ilgili bir belge veya bir şahit gösteremiyor.
Kısacası bütün tarihimiz boyunca hep olduğu gibi, 1938’de de Dersim’de korkunç ve acımasız bir katliam yapılmış, bunu böyle mesnetsiz iddialarla sulandırmaya, tartışılır, şüpheli hale getirmeye kimsenin hakkı olmamalı.
Zira ortada aleni bir vahşet ve zulüm zaten var, yalan söylemenize, abartmanıza gerek yok ki, siz gerçekleri söyleyin yeter.