Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüseyin Karataş

Hüseyin KarataşSon Nefeste Son Savunma yazarı
Yazar
9.1/10
11 Kişi
27
Okunma
2
Beğeni
2.775
Görüntülenme

Hüseyin Karataş Sözleri ve Alıntıları

Hüseyin Karataş sözleri ve alıntılarını, Hüseyin Karataş kitap alıntılarını, Hüseyin Karataş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
beyaz adam için beyaz olmak yalnızca bir renk değildir; beyaz, insanın yazgısıdır, statüsüdür, ayrıcalıklı olmanın/ üstün olmanın adıdır; beyaz olmak bütün tanımların ve tariflerin üstünde olan/ evrensel olandır. Ondan dolayıdır ki beyaz adam empoze eder, emreder, buyurur. İşte tam da bu narsizm bütün kötülüklerin, bozulmaların, yıkımların eksenini oluşturur. Beyaz adamın bu narsizmi sadece ötekinin, siyah olanın kötürümleşmesine neden olmamıştır, aynı zamanda kendisindeki insanı da kötürümleştirmiştir. (...) Beyaz adam miti, siyah olanın kendi kendisini aşağılamasını anlattığı gibi, beyaz adamın da kendi ontolojisini bütün hakikatlerin üstünde görmesini doğurmuştur; siyah olan kendi siyahlığında oluşmaz, beyaz ise kendi imgesine narsistce bağlanarak kendi ontolojisini yüceltir.
Sayfa 82 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
Sırrın senin esirindir, söylersen esiri olursun.
Reklam
en büyük zorlama/zorbalık insanın kendi zorbasının dilini öğrenmeye mecbur edilmesidir.
Sayfa 28 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
“(...) muktedir olanın ölçülerine göre kendimizi şartlandırarak davranırız; insan muktedir olanın karşısında kendi zihnini, ruhunu, benliğini ve içsel süreçlerini bastırarak, kendi kendini sınırlandırarak muktedir olanın kabulleri doğrultusunda daraltarak, rahatlık hissini yaşamaya çalışır. Burada muktedir olan kişinin kendine aitliğini kendi sınırlarına çekerek bireyi iktidar gerçekliğinin bir nesnesi ve bir parçası haline getirir.”
Sayfa 84 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
Sömürgeleştirmenin yaşandığı bir zeminde şiddet eğitmenin, terbiye etmenin, sosyalleşmenin, egemen olmanın hem aracıdır hem de değeridir. (...) Varlığını kışlalarla ve karakollarla sömürgeleştirdiğine karşı korumaya alan egemen çoğunluğun aklıyla, bilimiyle bu “zavallılar”a bakan baktığındaki kendi silüetini ve alçaklıklarını göremez. Ve görmek istemediğinden dolayı sömürgeleştirdiğinin insanlığını tartışır ve tartıştırır. Aslında beyaz adamın elinde tuttuğu ve görüşüne malzeme olarak kullandığı şeyi, maskedir.
Sayfa 7 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
ağaçlar yakılarak susturulduysa, zorbanın sıradaki hedefi rüzgâr mı şimdi?
sorun, zulmettiği bedenin bağırtısı nereye gitti? Zorba bağırtıyı ülkenin her yerinde duyar, fakat göremez; bu sesi/bağırtıyı rüzgârda sallanan ağaçların yapraklarındaki hışırtıda duyar ya da dağların arasında vınlayan rüzgârın sesinde duyar.
Sayfa 43 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
Reklam
Halk sömürgecinin gözüne tükenmez haşere gibi görünür.
Sayfa 46 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
işgalci, sömürgeci yaşadığı yerde işgalcidir, oraya kötülük yapandır. O öyle bir kötü öze sahiptir ki, baktığı nesnedeki güzelliği, manayı göremez ve yaşayamaz. O canlı ve cansız nesneler üzerinde kurduğu egemenlikten zevk alan bir kötüdür. O "gölgesinden kâr etmediği ağacı" kesecek kadar körelmiş bir bilince ve ruha sahiptir. Körelmiş ruhuyla bu kötülük ne yaşadığı yeri sever ne de oraya ait olabilir.
Sayfa 44 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
Sömürgeleştirilmiş olan insanın çıkmazı: onun ne bilinci kendi içsel dürtülerinden ve bilinçaltından ürer, ne de onun ontolojisi yaşadığı yerde kendini evinde/yurdunda hisseder; sömürgeleştirilmiş olan ne kendi deneyimlerinin sürekliliğini yaşar ne de bir ada sahip olur. O sadece nitelendirilen eksik bir insandır. Çünkü o gücünü kendinden değil sömürgeciden almaya çalışan bir parazittir, kendi kimliğine, kişiliğine, içgörüsüne yerleşmemiş egosuyla yaşadığı yerde de yabancı durumuna düşürülmüş birisidir. Onun bilincini, olduğu yerdeki konumunu, sosyalleşmesinin boyutunu belirleyen sömürgecinin varlığıdır. Ki bu varlık, sömürgeleştirilenin kendi insani deneyimlerinden, yaşadığı yerdeki kökensel bilinçaltından ve kendi içsel dinamiklerinden bir kimse olma sürecini engelleyen şiddetin kendisidir.
Sayfa 22 - Perî Yayınları, Birinci baskı, Temmuz 2010Kitabı okudu
"Atatürk'ün çocuklarıyız" derken de hep bunu anlatmak istiyoruz: Çözümle uğraşıyorsan, bir hedefin varsa ve bütün engellere karşı ilerliyorsan, başkaların kara çalması seni ırgalamaz, senin açından değil ancak onların açısından üzülürsün. Keşke bu yola başvurmasalardı dersin.
Sayfa 143Kitabı okudu
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.