O, dört duvar arasında yetişmiş bir devrim savaşçısıydı. YORGUN SAVAŞÇI'yı yazmıştı ama yorgun bir savaşçı hiç mi hiç olmamıştı... Olabilemez... İnanamıyoruz…
Allah razı olsun, çevredeki yerli köylerinde bir Seyid Ağa vardı. On hanelik Ahmediye köyü'ndeki çiftliklerinde bizi çalıştırdı yevmiyeyle. Bizi o kurtardı. Onun yanında çalıştık hep. O gün kim çalışmışsa yevmiyesini iş bitince verirdi. Hatta bizimle beraber gelip su dağıtan çocuklara bile para öderdi.
Bir telaş, bir koşuşturma.
En çok kadınlar telaşlıydı.
Bir oraya, bir buraya seğirtiyorlar; kimileri bir kök hercai menekşenin peşindeyken bazıları da bebekleri için kara tavuğun ak yumurtasını arıyordu.
Zamanla “Tahiriler” adlı bir mezhep doğmuştur. Bu mezhebin müritleri (tüm mezheplerde olduğu gibi) yapıtlarının ve Kemal Tahir ideolojisinin yaygınlaşmasına yardımcı olmuşlardır…
(Ferit Edgü)
Nasliç'e bir cip gelmişti. Millet birbirini çağırıyordu, 'Hey insanlar koşup gelesin, görediniz bir araba ki hayvansız yürür.' Hep baktık hayvansız arabaya.