Dünyadaki en tuhaf şeylerden biri, birinin bazen sonsuza dek ve sonsuza dek ve sonsuza dek yaşayacağından emin olmasıdır... Bazen uzaktan gelen bir müzik sesi bunu gerçek yapar, bazen de birinin gözlerindeki bir bakış.
''Kahretsin, çok sıcak.''
Haven çekinerek arabadan indi. ''Daha sıcak olduğu günleri hatırlıyorum.''
''Ben şuan buharlaşmak üzereyim,'' dedi Carmine. ''Cehennem kadar sıcak.''
''Zaten cehennem.''
Carmine ona baktı. ''Küfrettin.''
''Cehennem kelimesi küfür değil.''
''Evet, küfür.''
Haven başını iki yana salladı. ''İncil'de var Carmine. Eğer sayfalarını yırtacağına okumaya zaman ayırsaydın bunu bilirdin.''
Carmine bir kahkaha attı ama çarpılan bir kapı sesi o anı engelledi. Haven kaskatı kesilince Carmine verandada dikilen adamı fark etti. Gözleri, Carmine'in çok aşina olduğu koyu kahverengiydi.
''Eğer burası cehennemse,'' dedi Carmine, ''bu adam da şeytan mı oluyor?''
“Risk almaktan korkmamalısın. Her şey yolunda gitmeyebilir, felaket bir biçimde başarısız olabilirsin ve canın yanabilir ama denemezsen asla bilemezsin.”
"Risk almaktan korkmamalısın. Her şey yolunda gitmeyebilir, felaket bir biçimde başarısız olabilirsin ve canın yanabilir ama denemezsen asla bilemezsin."
Ilk kitap karissa'nın dilinden anlatıldı, ikinci kitap ta ise Ignazio'nun dilinden ve son olarak üçüncü kitap ise ikisini bir bölüm o bir bölüm diğerinin gözünden. Kitap güzeldi benim çok hoşuma gitti. Hele son kitapta çıkan karakter Lorenzo yu nedense baya bi sevdim. Tabi ki yazarın anlatım ve yazım şekilide en sevdiğim tarzaydı öyle de olunca sevmemek ne mümkün. Bazı kısımlarında hem kızın hem çocuğun yaptığı şeylere sinir olsamda yine de güzeldi. Uzun süre kitap okumadığım için bu seri sayesinde durumum düzelmiş oldu. Bu kitapta çıkardığım konulardan biri de büyük konuşulmaması gerektiğini bir kez daha anladım. Yapmam denilen, sevmem, sevemem denilse de kaçınılmaz olan oldu.
İlk kitaba göre daha fazla keyif aldığım kitap çünkü burada, Naz’ın bakış açısıyla olayları görüyoruz ve onun düşüncelerine daha yoğun olarak görüyoruz o yüzden de verdiği kararları fikirleri ve temelde yatan sebepleri bence daha iyi öğreniyoruz.
Kesinlikle en sevdiğim kitap karakteri diyebilirim. Ama unutulmamalı ki sadece bir kitap karakteri olarak güzel gerçek hayatta asla karşıma çıkmasını isteyeceğim biri değil :)
Naz’ın olgunluğu ve Karissa’nın toyluğu olaylara bakış açıları o kadar güzel yansıtılmış ki o açıdan kitabı ayrıca seviyorum. Ama çeviri ya da son okuma hangisinde bilmiyorum keşke biraz daha dikkat ede sevmiş bazı şeyler daha tutuk ve hatalı geldi gözüme.
İlk kitapta tam anlamıyla açıklanamayan bazı şeylerin bu kitapta da daha net açıklanması çok güzeldi.
Kitabın bir sahnesinde o kadar etkilendim ki, Naz karakterine olan sevgim daha da arttı.
Üniversite öğrencisi Karissa Reed, Kissimmee'nin ayakları gizemli ve değişken Ignazio Vitale tarafından yerden kesildi . Igazio Onu uyarırken baştan çıkardı ve takip etti. Şımarık ve saf olan Karissa, insanların ve kendi durumunun en iyisine inanmak istiyordu. Hiçbir şey onu acımasız gerçeğe ya da bu gerçeğin ortaya çıkmasına ve kaotik sona varan şok edici olaylara hazırlayamazdı .
Igazio'nun bakış açısından anlatılıyor. Iitabın şiddetli ve şok edici sonunun hemen sonrasında başlıyor. Hayatları kargaşa içindedir ve Igazio çaresizce aradaki boşluğu doldurmaya ve iletişim hatlarını açmaya çalışır. Karissa incinmiş, şok olmuş ve öfkeli ama ona karşı hala bir bağ ve çekim hissettiğini inkar edemiyor.