Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jean - François Solnon

Jean - François SolnonOsmanlı İmparatorluğu ve Avrupa yazarı
Yazar
7.0/10
9 Kişi
48
Okunma
2
Beğeni
1.634
Görüntülenme

Jean - François Solnon Sözleri ve Alıntıları

Jean - François Solnon sözleri ve alıntılarını, Jean - François Solnon kitap alıntılarını, Jean - François Solnon en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Akşamüstü geç saatlerde Sultan Mehmed at üstünde şehre ve sonra da Ayasofya'ya girdi. Rivayete göre, kanlı elini buraya sahip olduğunun işareti olarak tapınağın duvarına bastırdı. Théophile Gautier "Haç kubbelerin tepesinden aşağı devriliyor ve yerini hilale bırakıyordu" diye yazacaktı."
Sayfa 34
Evliya Çelebi:
"Allah şahidim olsun ki, darü'l-İslâm'da böylesine emniyetli ve adil bir yer (Viyana) yoktur."
Sayfa 297Kitabı okudu
Reklam
Türkler hakkındaki söylem sürekli değişiyordu: Bir savaş hazırlığına girilmişse, insan soyunun en kötü örneği haline geliyorlardı; Osmanlı sarayıyla iş yapma isteği bu ön yargıları yumuşatıyordu; İstanbul'da ikamet eden yabancıların gözlemleri ise Batı Avrupa'da geliştirilen bu ön yargılardan genellikle uzaktı. Onların gaddarlığından ürkülüyor, ama güçlerine ve "sağlam disiplin" lerine saygı duyuyorlardı. Fatih Sultan Mehmed'den Kanunî Sultan Süleyman'a varıncaya dek, kendilerinden korkulan ve ya hayranlık duyulan Türk'ler, Hristiyan âleminin saplantılı merak konusu olmayı sürdürdüler.
Sayfa 66
Voltaire:
"Osmanlı İmparatorluğu'nu özü despotizmden ibaret bir yönetim olarak gören tarihçilerimizin hepsi bizi aldattılar."
Sayfa 357Kitabı okudu
I.François
"Türk'ü tüm gücünü toplamış ve savaşa hazır bir halde görmeyi candan istediğimi inkâr edemem."
Lady Montagu:
"Bu halkın, bizim ona yüklediğimiz barbarlık ününü hak ettiğini sanmıyorum."
Sayfa 297Kitabı okudu
Reklam
Venedik'in sözde deniz üstünlüğüne hiç kanmayan Fransız Joachim du Bellay onlarla şöyle alay ediyordu: Denizle evlenmeye giden su ihtiyar boynuzlular Onlar kocalık ederken, Türkler de denizle zina yapar.
Yeniliklere karşı olmak
III. Selim doneminde reisulkuttablık yapan Mahmud Raif Efendi yeniçeriler tarafından katledilirken, katili şöyle söylüyordu." Ben bir Müslümanı değil, gâvur İngiliz Mahmud'u öldürüyorum !"
Sayfa 442 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Avrupalı'nin gözünde Türk
- Türk tembeldir. - Lakayt bir atalet - Nal yapmak istediği bir demir parçasını ağır ağır doverken... - Türk cahildir. - Budalaligi içinde dingin bir yaşam sürer. - Türk sarıklı bir baştan ibadettir.
Sayfa 359 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Chevalier de Beaujeu:
"Aramızdaki ihtilaflardan istifade ederek, elimizden iki imparatorluğu ve iki yüz krallığı güç ve hünerle çalan bu kadar büyük bir kurdu yok etmek için birleşmeliyiz."
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Ghislain de Busbecq:
"Dünyada hiçbir millet yabancıların icatlarından istifade konusunda elini Türkler kadar çabuk tutamamıştır."
Sayfa 114Kitabı okudu
Sarıklı adam hâlâ ürkütücü ama kıymetli bir düşmandır ; hâlâ şeytan diye kınanır ama çekici ve zehirli bir cazibeye sahip bir şeytan söz konusudur
Osmanlı İmparatorluğu her türlü dış temasa düşman, her türlü etkiye karşı korunaklı, kapalı bir kutu olarak yaşamadı. Tam tersine, bağrında yaşayan boyun eğitilmiş halklar -- örneğin Ortodoks Rumlar--ve başka yerlerden gelmiş insanlar --esirler, Yahudiler, dönmeler--, İslam topraklarında gayrimüslimlerin --Hristiyanlar ve Yahudiler-- dinsel özgürlüğüne ve konuşulan dillerin Osmanlı şehirlerini Babil kulesine dönüştüren çokluğuna duyarlı Batılı seyyahları şaşırtan o kozmopolit karakteri imparatorluğa kazandırıyordu.
Sayfa 152
Kılıç krizi
Fransa'nın sefiri Kont De Ferriol'un çabuk öfkelenen ve gururlu bir karakteri vardı. Şeref konusunda en az ev sahipleri kadar alıngan olan kont, yeni gerilimler yaratmakta hiç güçlük çekmedi. 1699'da gelir gelmez çıkardığı ve kılıç meselesi adı ile bilinen kavga bunların ilk örneğiydi. Sultan'ın huzuruna ilk kabulüne belinde kılıcıyla çıktı. Dragoman (Tercüman) adetlere aykırı bir durum olduğu için kılıcı çıkarmasını tavsiye etti: Hiç kimse padişahın huzuruna silahlı çıkmıyordu; Halbuki Versailles'de kılıç, her kapıyı açan sihirli "açıl susam açıl" sözü gibiydi. Ferriol, kılıcını efendisinden aldığı ve kimsenin onu çıkarmasına göz yummayacağını cevabını verdi. Sultan II.Mustafa kılıcını teslim etmediği takdirde kendisini dışarı attıracağını bildirdi. Sefir yine reddedince, Çavuşbaşı içeri girmeye hazırlanan diplomatı dışarıya itti. Öfkeden çılgına dönen Ferriol, adamlarına sırtlarına giydirilmiş kaftanları çıkartmalarını emretti, kaftanları çiğneyerek yürüdü ve çıktı. 11 yıl devam eden İstanbul sefirliği süresince bir daha saraya hiç gelmedi.
Sayfa 284Kitabı okudu
167 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.