Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ken Macleod

Ken MacleodGece Oturumları yazarı
Yazar
6.9/10
21 Kişi
57
Okunma
2
Beğeni
1.400
Görüntülenme

Ken Macleod Gönderileri

Ken Macleod kitaplarını, Ken Macleod sözleri ve alıntılarını, Ken Macleod yazarlarını, Ken Macleod yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Savaş çığırtkanlarına ve silah vurguncularına karşı, yıkıma doğru bizi sürükleyen bu pervasız gidişata, bu Azrail ordularına karşı, barış için yanıp tutuşanların tümünü biraraya getirmek gerekir.
Sayfa 22
112 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Alternatif Tarih Bilimkurgu
Yazar ile tanışma kitabım oldu. Yazarın dilini sevdim ama siyasi bilimkurgu olduğu için kitaba çok ısınamadım. II.Dünya Savaşı'nda Sovyet Rusya'sı ve Stalin 1963 yılında ( normalde 1953 yılında öldü ) sürgün hayatı yaşayıp öldürülmesi ile oluşan alternatif tarihi oluşturulmuş. O dönem hakkında çok bilgisi olmayan için baba oğul veya karakterler arasındaki diyaloglarda sıkılabilirsiniz. Açıkçası konuşmalarda bahsedilen bazı olayları internet araştırmam gerekti. :) Ana karakterimizin ergenlikten yetişkinlik süreci, siyasi görüşünü ve mücadelesini okuyorsunuz. Bu kısımlarda bilimkurgu pek bulunmuyor. En sonu ise güzel bağlanmış, çok şok olmuyorsunuz ama mantıklı bağlanıyor. Siyasi bilimkurgu ( II.Dünya Sovyet Rusya, İskoçya ) seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim. John küçükken doktor babası Malcom'un NATO binasını ziyaretine eşlik eder. Bu sırada uçak düşer ve içinden pilotu çıkarırlar ama pilot bir çocuğa benzemektedir. Ailesinin belirtmesi üzerine bu konu hakkında konuşulmaz. Günlük gazetenin bile 2 gün sonra geldiği küçük kasabadan daha büyük bir yere taşınırlar ve John'un politik görüşünün gelişmesi, siyasi partilere katılması süreci başlar. Küçükken başına gelen bu olay bir gün yine karşısına gelecektir ve gerçekleri öğrenecektir.
İnsan Cephesi
İnsan CephesiKen Macleod · Ayrıntı Yayınları · 202026 okunma
Reklam
Yunanlı'ların dediği gibi, hiçbir şey olmanın berbat olmadığını anladığında aslında hiçbir şey berbat değldir.
Sayfa 51 - AyrıntıKitabı okudu
“O ışınların da yıldız ve gezegen imgeleri oluşturacağı tutuyor, öyle mi?” “Hayır, hayır. Tanrı onları öyle tasarlamıştır. Bizi kandırmak için değil, elbette değil… Bize gücünü, sonsuz yaratıcılığını göstermek için. Tanrı bize gökte ışıklar yaptığını söylemiştir. Tanrı’nın bize haklarında hiçbir şey söylemediği yıldız ve güneşleri varsayma küstahlığı tamamen bizim sorumluluğumuzdadır.” “Yani evrenin tümü, güneş sisteminin dışı sadece bir çeşit ışık gösterisinden ibaret, öyle mi?” “Eldeki kanıtlar şimdilik bunu gösteriyor,” dedi Campbell. “Ayrıca kanıt lafı geçmişken size şunu hatırlatayım: bu sözde galaksiler sahiden milyarlarca yaşındaki kütleler olsalardı kütle çekimsel açıdan var olamaz, çok uzun zaman önce dağılırlardı. Astronomların buna getirdiği tek açıklamaysa göremedikleri ve asla bulup tanımlayamadıkları ama gencecik evreni işaret eden kanıtları yok saymak ve hepsini kendi varsayımları temelinde açıklamak için ihtiyaç duydukları karanlık maddedir.” Kadın gözlerini ovuşturdu. “Kâbus görüyorum sanki… İnandıklarını anlatma artık. Bilmek istemiyorum.”
Kadın şaşkınca gülümseyerek baktı. “Ayrıca tüy şeklinde, deri şeklinde, ayak izi şeklinde taşlar mı var yani?” “Dediğiniz gibi; taş hepsi.” “Tanrı onları imanımızı sınamak için mi bıraktı diyorsun?” “Yo, hayır! Öyle bir şey diyemeyiz. İnsanlar bu taşların kalıntı olduklarına inanmaya başlamadan önce yaratılmış taş biçimleri olduklarına inanıyorlardı. İmanlarını hiçbir şekilde sarsmıyordu bu durum.” Kadın dehşete kapılmışçasına elini alnında şaklattı. “Peki, milyonlarca ışık yılı mesafedeki yıldızları nasıl açıklıyorsun?” “Milyonlarca ışık yılı mesafede bulunduklarını nasıl bilebiliyorsunuz?”
"Teşekkürler.” “Rica ederim,” dedi robot. Yanında oturan orta yaşlı hanım ise kahvaltısını, “Sütlü, iki şekerli,” dışında herhangi bir şey demeden aldı. Robot uzaklaşırken, “Lütfen veya teşekkürler gibi şeyler söylemenize gerek yok,” dedi kadın. “Para otomatlarından daha akıllı değil bu robotlar.” Campbell gofretini açarak kadına gülümsedi. “Otomatlara da teşekkür ediyorum ben.”
Reklam
Birkaç dakika seyrettikten sonra parlak portakal rengi ışıklarıyla yanan bir göktaşı gördü. Ardından bir tane daha… Her görüşünde duyduğu ses kendi soluğuydu ama göktaşları öyle yakın gözüküyorlardı ki geçişlerinin uğultusunu duyduğunu sandı.
336 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Bilim kurgu kısmı güzel de din savaşları ile ilgili kısımları sıkıcıydı. İnancın alet olarak kullanılıp toplumların din savaşlarına sürüklenmesi, kurgu sayılmaz, neredeyse insanlığın başlangıcından beri var zaten. Buradaki özel durum robotların da kendi inanç sistemlerini geliştirip bu savaşa dahil olabileceği. Bir rahip edinip vaaz dinleyebileceği. İşte bu vaazlara Gece Oturumları adı veriliyor. Böyle yazınca ilginç bir kitap gibi oldu, aslında çoğu kısımda sıkıldım. Yazar Hristiyanlık tarihine, gelişimine ve dallara ayrılmasına epey gönderme yapmış. Bolca da dip not vardı. Garip olan ise bu kitap keçiboynuzu gibi. Özüne ulaşmak için tahta kısımlara katlanmak gerekiyor.
Gece Oturumları
Gece OturumlarıKen Macleod · Aylak Kitap · 201331 okunma
30 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.