Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Mahir Öztaş
Mahir Öztaş Yorumları ve İncelemeleri
Mahir Öztaş yorumları ve incelemelerini, Mahir Öztaş kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Mahir Öztaş puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
442 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın ilk romanı olan Soğuma, konu bakımından ilişkiler ve ilişkilerdeki soğumaları ele alıyor. Kitap oldukça akıcı ve sürekli merak duygusunu tetikleme hedefiyle ilerliyor. Bu merak duygusu, son ile ilgili büyük bir beklentiyi de beraberinde getiriyor tabii.. Ancak son kısmı benim için biraz hayal kırıklığı oldu diyebilirim. Bununla birlikte, kitabın bazı kısımları da kopuk geldi. Akıcı bir kitap ancak ayrıntılara dikkat ederek okumak gerektiğini düşünüyorum. Kimi zaman “buraya hangi ara geldik ya” der gibi oldum. Çünkü roman, kendi içinde iki romanı daha kapsıyor. Bundan dolayı da ciddi bir dikkat istiyor. İçerikten kısaca bahsedecek olursam; kitabın kahramanı olan Nedim, ünlü bir yazar olan Cemil Raşit’in yaşam öyküsü ile ilgili kitap yazmaya başlıyor. Ancak Nedim’in, Cemil Raşit ile ilgili kitap yazmasındaki ana motivasyonu, idol olarak gördüğü ünlü yazarın ansızın kaybolmasıyla ilişkili. Ünlü yazarımız, kimseye haber vermeden ve ardında bir iz bırakmadan kayboluyor. Kimisi bu kayboluşa cinayet derken, kimisi ise intihar diyor ancak kimisi de kitaplarının daha çok satılması için bir reklam kampanyası olarak adlandırıyor. Kaybolan ünlü yazar, çoğunlukla kitaplarında kendi yaşamını ele aldığı için diğer yazar, bu kitapları referans alarak bir yolculuğa çıkıyor. Bu yolculukta; eski ilişkileri karşısına çıkıyor, ünlü yazarın dostlarıyla tanışıklık ediyor, yeni insanlar tanıyor ve yeni ilişkilere giriyor. Ancak bu ilişkiler beklediği gibi gitmiyor.. hep bir soğuma meydana geliyor. Bu soğumayı ise depresif ve iç karartıcı bir dille ifade ediyor.
Yazdığı şiirlerde beni rahatsız eden en kötü durum; bir satırda yazdığı sözlerin diğer satırla neredeyse hiçbir alakasının olmaması, bunun da anlam bütünlüğünün zedelemesine yol açması.
Ayrıca birkaç yer hariç yazdığı cümlelerde de basit ve sıradan cümleler kullanması. Bu tarz kitaplar bile basılabiliyorsa benim yazdıklarım hayli hayli epey üstündeler dedim istemsiz şekilde okurken cümlelerini :)
Ve kitabın adı yazdıkları altında maalesef ki ezilmiş, iddialı bir ad seçmiş ama içini dolduramamış.
Mahir Öztaş çağdaş hikayeciliğimizin önemli kalemlerinden biri.Her öyküsünde farklı bir tat,farklı bir yaşantı,kendimizden ve çevremizden bir şeyler buluyoruz. Zevkli bir okuma için tavsiye ederim.
Okudukça açılan, sanat, aşk, arayışlar, sorgulamalarla dolu şiirsel anlatımlı bence akıcı bir romanla geldim. Şiirsel anlatım olması tesadüf değil tabi ki, yazar edebi hayatına şiirle başlamış çünkü, okurken hissettiriyor kendini... Romanı bitirdikten sonra üzerine romanla ilgili inceleme yazısı ya da yorum var mı diye baktım fakat çok gariptir ki hiçbir şey bulamadım. Aslında kıyıda köşede kalmasına üzülsem de keşfedemeyip okuyamayanlara kızamıyorum; zira bende kitap okuma zevkine güvendiğim birinin tavsiyesiyle haberdar oldum yazardan. New York şehrinde başlayıp, San Francisco'da devam eden hikayede baş karakter, yakın arkadaşı Burcu'nun sekiz yıl önceki ölümünün hatırlar ve bir sorgulama içine girer. Bir süre onun zihnindeki anılarla boğuluşunu, hatırlayışını okuruz. İşte bu noktada baş karakterin çağrışımlarla zihninden geçenler katmanlaşarak bizim için bir olay örgüsü oluşturmaya başlıyor. Burcu'nun hayatına dahil olmuş diğer kişilerin hakkındaki bilgileri de baş karakterin zihninden geçenler sayesinde öğreniyoruz. Kısaca akıcı, fakat hiç paragraf olmaması ve zihin dökümü şeklinde aktarılması sebebiyle meşakkat isteyen bir okuma oldu benim için. Birden fazla mekanda geçtiği ve içinde bulunduğu toplum hakkında kendi görüşlerine yer verdiği için yazarın anlatımını sevdim. Maalesef yazarın kitaplarının baskısı bulunmuyor, diğer kitaplarını da okumak isterdim. Yazarın kendisi, kendisini okuma arzumu besledi çünkü...
Atmosfer yaratımı ve öykü kurgusu için okunmalı
89 #yunusnadiöyküödülü ikincilik etiketli eser; yolculuk hikayelerine örülü anıları kapsıyor sanki, 'Her anı bir hikayedir aslında' mottosu misali. Ancak yapılan işin bazı özgün tarafları var ki, o yönleriyle sanata yani edebiyata evriliyor.
Ölgün ve Ayrımsamak kelimeleri bolluğu bir yana, yaratılan atmosfer ve kurgular çok farklı. Dostoyevski gibi açıklamalı yazar anlatıcılı ve birinci tekil şahıs anlatımlı öyküler bunlar. Kurulan ustalığa yakın atmosferde verilen insani duygular ile betimlemeler oldukça iyi. Hikayeler sizi Hindistan'dan Fransa'ya, Tunus'tan Cezayir'e hatta Kapadokya, Assos gibi tarihi mekanlara taşıyor. Yazarın Afrika ağırlıklı pek çok ülkede bulunmuş olması, kitapta yer alan ayrıntılardan belli doğrusu.
Eserdeki 10 hikayeden, yaratıcı bir tür kelime oyunuyla (karakter isimlerinden türetilmiş- Sitem, İlahe, Talat) oluşturulan değişik kurgulu Öteki Kadın ile eski sevgiliye özlem ve hayal kırıklığını içeren Daha Vakit Varken' i pek beğendim. Yazın hayatına şiirlerle başlayan yazara, 96 #yunusnadiromanödülü 'nü aldığı romanı #soğuma eserini okuyarak devam edeceğim.
Soğuk Tanrı'ların dilinden soğuyan ilişkilere ılık ve didaktik adımlar!
#korkuoyunu adlı öykülerinden sonra 1996 #yunusnadiromanödülü 'nü alan bu eserini planlayarak ve kısa aralıklarla özümseyerek okudum. Zira 90'lı yılların edebiyat literatürüne hakkıyla girmiş bu yazarımıza dikkatle eğilebilmekti niyetim. Ki ilk kez; okumayı bitirdikten bir gün sonra yorumlamaya çalışıyorum onu, çünkü imgelemimde