Mehmet Faraç sözleri ve alıntılarını, Mehmet Faraç kitap alıntılarını, Mehmet Faraç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Daracık sokakta yâre kavuştum
Yar aşağı ben yukarı savuştum
Yara bir gül verdim yârnan barıştım
Bir tanecik bu dert öldürür beni
Atma bu daşları ben yaralıyam
El alem al geymiş ben karalıyam
Beni beni beni ceylanım seni
Sürmedim sefanı neylerim seni
Yüce dağ başında yayılan atlar
Yarımın koynuna girmesin yadlar
Mezarım üstünde bir karış otlar
Bir tanecik bu dert öldürür beni”
Beynin korkuya, gözlerin namluya, aklın çaresizliğe kilitlendiği bu coğrafyada, kanın su kadar sıradanlığı neye dayanır?
Can, ölüm çukuruna atılacak kadar ucuz ve basit midir?
Türkiye 1984'ten bu yana PKK, 1987 yılından bu yana da Hizbullah'la uğraşıyor. Biri Urfa'lı, biri Diyarbakırlı iki insan... Abdullah Öcalan, Hüseyin Velioğlu...
İkisi de Milli Türk Talebe Birliği'nin (MTTB) toplantılarına katılıyordu. İkisi de başarısız öğrenciler olarak nitelendiriliyordu... Sonra biri Marksist bir örgütün, diğeri de şeriatçı bir örgütün başında ortaya çıkıyordu. Ve ikise de,"makus talihini' bir türlü yenemeyen Güneydoğu'yu insanlara zindan ediyordu...
26 OCAK: Örgütün 8 kişilik "Şura"sının Velioğlu, Tutar, Gümüş ve İsa Altsoy'un yanısıra Haşim Alabalık, Ahmet Alabalık, Sülhattin Ülük ve Hacı İnan'dan oluştuğu kesinleşiyordu. Gözaltı sayısı 690'ı aşarken, 27 Hizbullahçı daha tutuklanıyordu. Velioğlu'nun bir PKK'linin öldürülmesinde kullanılan tabancayı "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'a hediye ettiği belirleniyordu.
Aynı gün Hizbullah'ın ilk cephaneliğine örgütün üst düzey yöneticilerinden Mahmut Demir'in itiraflarıyla ulaşılıyordu. Bir itirafta Tansu Çiller'den geliyordu: "Devlet Hizbullah'ı 1983'ten beri biliyordu!"
Öfkeyizi kalbinizden çıharın.. Bırahın intikamın tarlasında artıh barış çicekleri açsın.. insan vurmağa yanaşmayın.. şunu hiçbir zaman unutmayın, vuracağınız her adamın kanı size de sıçlar.. siz de kanla kirlenirsiniz ben sonunda kana bulanırsınız..
Töre kanunlarının her maddesinde adeta idam edilen kadınlar, kanın durdurulmasında da kurtarıcı olarak kullanılıyordu. Aşiretin en güzel kızları, “Alın bizim namusumuz artık sizin de namusunuz! Akrabayız, kan güdemeyiz.!” denilerek karşı tarafa sunuluyordu.
Şiddet bekâret kanında susturuluyor, kanlı çarşaflar, kanlı kefenlerle takas ediliyordu.!
Kan bedeli olarak karşı aşiretlere sunulan gelinler hep kara talihli oldu.
Doğuda kadın olmanın zorluğunu en iyi onlar anladı.