1926 Yılında Konya' nın Çumra İlçesinde doğan Mehmet Önder, Konya Lisesi' nin ardından, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi bölümünü bitirerek Konya Müzesi' ne atandı. 1963 yılı sonuna kadar bu müzenin müdürlüğünü yaptı. 1964 yılında Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü, 1967-74 yılları arasında Kültür Müsteşarı görevlerinde bulundu. 1977 yılında Almanya Bonn Büyükelçiliği Kültür Müşavirliği' ne atanarak 1983 yılına kadar bu görevde kaldı. Dönüşte Kültür ve Turizm Bakanlığı Baş Müşaviri oldu. 1987 yılında emekli olan Mehmet Önder,Türkiye İş Bankası Kültür ve Sanat Müşavirliği' ne getirildi. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyesi de olan Dr. Mehmet Önder, yurt içinde ve yurt dışında yüze yakın uluslar arası ve ulusal bilim, kültür ve sanat kongrelerine katılarak bildiriler verdi. Mehmet Önder' in Türk kültürü ve sanat tarihi ile ilgili yayınlanmış 74 kitabı ve bine yakın makalesi vardır. Mehmet Önder binbir emekle topladığı toplam 4 bin 500 adet değerli kitabı Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesine hibe etmiştir. Mehmet Önder, 2004 yılı Ağustos ayında hayatını kaybetti.
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
Türk beyi, kim bilir kaçıncı kez sefere çıkar ordusuyla; dağ taş, dere tepe demez, aşar da aşar. Ağustos sicağı dudakları çatlatır, damakları kurutur. Bu sırada, boz bulanık tepelerden, ak saçlı bir ana, omzunda ayran bakracıyla görünür. Yanık bağırların, susuz dudakların umudu olur yaşlı ana. Yaklaşır askerlere:
Yavrularım, gazilerim! Alın ananızın ak sütü gibi, için ayranımdan, der. -
Omzundan bakracını indirir, önündeki taş oluğa döker. Asker oluğa üşüşür, taslarını doldurur.
- Doldur oğlum!
- Dolu ana.
- Doldurun yiğitlerim.
- Ana dolu.
Yaşlı ana, “Doldur!” dedikçe, askerler, “Ana dolu!" diyerek, buz gibi ayranı doldururlar kalaylı taslara. Bir bakraç ayran, bir orduya yeter, artar bile. O günden sonra bu kutsal topraklara “Anadolu” deyiverir herkes.
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi.
ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
evet, ben de başlıkta yazdığım gibi bu listedeki kitapların hepsini yıl içinde okuyamayacağımı biliyorum ama ne kadarını okuyabileceğimi bilmiyorum.. bunu da bu sene göreceğim/z.. (=
asgari ücret/dolar kuru= bu sene okuyacağım kitap sayısı kutsal denklemimden hareketle (şu anki kura göre) yıl sonuna dek (bugüne dek okuduklarım dışında) 392 adet
Bilgi edinmek için okuyabileceğiniz bir kitap. Okurken yer yer sıkıldığım yerler olduğunu söyleyebilirim. Türküler ve şiirlerle dolu bazılarının gerçekten sevebileceği bir kitap.
Tasavvuf edebiyatına merak sardığım ancak nereden başlayacağımı bilemediğim bir dönemde, sahaftaki eski kitapların arasında önüme şans eseri çıkan bir kitaptı. Aslında kurgu ve içerik güzel, 14. YY'dan itibaren çok değerli isimler tarafından, Mevlana hakkında yazılan şiirlerin toplamından oluşmakta. Ancak tek bir kusuru var dili sadeleştirilmemiş. Günümüzde kullanılan edebi dile uygun hale getirilirse veya getirildiyse -zira bendeki 1953 basımdı- çok güzel bir çalışma olacağını düşünüyorum.
Ayrıca kitabın ilk sayfasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tam sayfa resminin altında edebiyat üzerine yaptığı bir konuşmanın verilmiş olması beni, çocukluğumdaki ders kitaplarına götürdü. Bizim zamanımızdaki kitaplar Gazi'nin resmi ile başlamazsa okumaya değer görmezdik.
Millî Eğitim Bakanlığınca Türk ve Dünya edebiyatından seçilerek oluşturulan 100 Temel Eser, çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığının bu çalışmasını, ülkemizde okuma oranını artırmaya ve dilimizin gelişimini sağlamaya yönelik önemli bir çaba olarak görüyorum.
Aynı eserleri okumuş, o eserlerdeki duygu ve düşünce zenginliğini kazanmış bireylerin oluşturacağı bir toplumun daha hoşgörülü ve paylaşımcı olacağını düşünüyorum.
İlköğretim seviyesindeki çocuklarımıza bu eserleri okutmayı başarabilirsek okuyan, bilinçli ve gelişmiş bir toplum olma yolunda ilk adımı atmış olacağız.
Yazar Hakkında
Mehmet ÖNDER, 1926 yılında Konya’da doğdu. Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi bölümünü bitirerek Konya Müzesine atandı. 1963 yılı sonuna kadar bu müzenin müdürlüğünü yaptı. 1964 yılında Eski Eserler ve Müzeler genel müdürü, 1967-1974 yılları arasında kültür müsteşarı olarak görev aldı. 1977 yılında F. Almanya Bonn Büyükelçiliği kültür müşavirliğine atanarak 1983 yılına kadar bu görevde kaldı. Dönüşte Başbakanlık genel sekreteri ve daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı başmüşaviri oldu. 1987 yılında emekli olan Mehmet ÖNDER, yurt içinde ve yurt dışında yüze yakın uluslararası ve ulusal bilim, kültür ve sanat kongrelerine katılarak bildiriler verdi.
Mehmet ÖNDER’in Türk kültürü ve sanat tarihi ile ilgili yayınlanmış 74 kitabı ve bine yakın makalesi bulunmaktadır.