Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Sancaktutar

Mehmet SancaktutarÖlü Beyazı yazarı
Yazar
8.1/10
13 Kişi
40
Okunma
1
Beğeni
1.621
Görüntülenme

Mehmet Sancaktutar Sözleri ve Alıntıları

Mehmet Sancaktutar sözleri ve alıntılarını, Mehmet Sancaktutar kitap alıntılarını, Mehmet Sancaktutar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Var olmak ağır bir yüktür. Bunun için her canlının kendi yükü altında ezilme riski her zaman mevcuttur.
Sayfa 31 - Ötüken Neşriyat,1. Baskı, 2012Kitabı okudu
Acı ve ıstırap insanın arınmasına vesile olan en güzel binektir.
Sayfa 186 - Ötüken Neşriyat, 1. Baskı, 2012Kitabı okudu
Reklam
Sancaktutar, "aşk"ı anlatmış, biz de kırmızı kalemle çizmişiz...
Düşünüyorum da bu aşk dedikleri şey nasıl bir şeydir. Bir rüzgâr değil ki yüzüne dokunduğunda hissedesin, bir ışık değil ki göresin, bir meyve değil ki yiyesin. Görünmez, tutulmaz bir şey, ne eli var ne kolu ne de ayağı var, ama insanı nasıl da kaldırıp yerden yere vuruyor. Bence aşk, bakkala, manava, kurda, kuşa borcu olan müflis bir adamın kimsesiz ıssız bir arazide sshipsiz bir hazineyi bulmasına benzer. Bu müflis adam: Nedir bu hazine, kimindir? Diye sormaz, soruşturmaz. O anda müflisin karşısına birisi çıksa müflis hemen harami kesilir. Aşk soru sormaz, zaman mekân hesabı etmez. Davetsiz bir misafir gibi bacadan iniverir yüreğinize. Yani aşk bazen tüm ahlâk ve mantık kurallarını parçalar, darmadağın eder.
Sayfa 184 - Ötüken Neşriyat, 2. Baskı, 2011Kitabı okudu
Lokman Hekim hastaya önce neresinin ağrıdığını değil hikayesini soruyordu. Hikayesini anlatan hasta hiç farkında olmadan tedavi olmaya başlamış oluyordu. Çünkü dinleyen bir çift hekim kulağı ya da gülümseyen bir hekim yüzü, yüz reçeteye bedeldir.
İnsanlar böyle dedim kendi kendime; Kimisi elli altmış yılda gerçekleştiremediği insanlığını aramak için önce hayvanlaşır. Sonra pişman olur, tekrardan insanlığını aramak için uyuz bir eşeğin sırtında yola çıkar. Kimisi de toynaklarından ateş çıkaran soylu atların sırtında bulunduğu varlık alanını terk ederek başka bir varlık alemine doğru uçarak gider.
Sayfa 200 - Ötüken Neşriyat, 1. Baskı, 2012Kitabı okudu
Dinler farklı olabilir ama insanın kendini arayışının ortak bir dili var.
Reklam
Bizler yere düşmüş binlerce yaprağı çiğneyerek yürürken yukarıdan başımıza binlercesi yağmaya devam ediyor. İnsanın hikayesi bu; ölülere basarak yürürken, yukarıdan yağan ölümlere katlanmak zorunda olan hüzünlü bir yolcu!
Ötüken Neşriyat, 2. Baskı, 2011Kitabı okudu
Yüreğin alfabesi cümle kurmaya başladığında dilin alfabesine düşen görev sadece susmaktır.
Sayfa 67
"Bir ağaç kökü olmayı da çok hayal etmişimdir. Eğer bir kök olsaydım koca koca ağaç bedenlerini hiçbir beklemeden alttan alta besler, toprağın etindeki damarlarımı gün geçtikçe daha derine saplar hatta havanın girebileceği kaya boşluklarını bile delerdim. Ben asıl güç ve iktidar buna derim. Seni kimse görmeyecek ama eserlerin göğe meydan okuyacak. Kök deyip geçmeyeceksin. Kök dediğin göğe bile tepeden bakma özgürlüğüne sahip."
Birisiyle konuşurken onu dinlemeyebilir veya susturabilirsiniz ama kendinize karşı konuşan kendiniz iseniz ne dinlememek mümkün ne de susturmak. Aslında insanın asla sesini kesemeyeceği ve kısamayacağı en kalabalık anı yalnızlık anıdır.
Reklam
Bazen düşündüğüm çok olmuştur; deli kim, akıllı kim? Akıllı olmak sadece mantığı kullanabilmekten mi ibarettir? İnsanın içgüdülerini kontrol edebilmesinin "akıllı" diye nitelendirilmesinde hiç mi payı yok? Ya da hayatımızın ne kadarlık bölümünü hiç farkında olmadan deli olarak geçiriyoruz?
Aslında "yazar" Tanrı olmadığı halde öldürmeye ve diriltmeye, berber olmadığı traş etmeye, terzi olmadığı halde elbise biçmeye ve dikmeye, nalbant olmadığı halde nal çakmaya, İsrafil olmadığı halde kıyamet düdüğünü çalmaya kalkışan kocaman bir palavracıdır.
"İçim öyle acıyla dolu ki, taşanları kelimelere dökerek inci değerindeki bu acıların hiçbir zerresinin zayi olmasını istemiyorum. Onları kelimelere dökerek sadece taşanlarını biriktirmiş değil belki içimdekileri tamamen boşaltmış da olacağım."
Vicdan, iyiyi ve kötüyü tercih noktasındaki insana, daima iyi olanı yapmaya çağıran bir fısıltıdır. Bu açıdan bakınca "vicdanın" da "aşk" gibi insanın içindeki ilahi bir ses olduğunu söyleyebiliriz. Yani vicdan içimizdeki peygamber gibidir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Delilerle âşıkların sevgisini birbirine çok benzetirim.Hatta bence delilerin sevgisi âşıkların sevgisinden daha üstündür.Çünkü âşıklar,gösterdikleri sevginin karşılığına karşı aynı türden bir sevgi beklentisi içerisindedirler.Buna karşı delilerin hiçbir beklentisi yoktur.Tek istedikleri bir nebze adam yerine konulmaktır.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.